Şimdi size basit bir şey sorarak yazıma başlamak istiyorum.

Ama öyle laf olsun diye değil. Öyle otomatik bir tabii tabii cevabıyla geçilecek bir şey değil sorum. Gerçekten soruyorum. Bugün birinin emeğini fark edip takdir ettiniz mi? Mesela sabah çayınız önünüze geldi. Geldi de. O su ne zaman kaynadı? O bardak ne zaman yıkandı? O eller kaç kere yandı? Hiç düşündünüz mü?

Belki anneniz yaptı. Belki eşiniz. Belki de yorgun bir görevli. Ama siz ne yaptınız?

Tadı yerinde mi diye baktınız? Yoksa emeğiyle gelen o çayı fark ettiniz mi? Eline sağlık dediniz mi?

Yolda yürürken yere çöp atan birini gördünüz mü bugün? Göz göze geldiniz mi onunla? Yoksa başınızı çevirip vicdanınızı sessize mi aldınız? Herkesin birbiriyle yarıştığı ama kimsenin kimseyi görmediği bir maraton içinde misiniz siz de yoksa?

Her gün etrafımızda görünmeyen kahramanlar var. Her gün birileri sessiz sedasız bir dünyayı taşıyor sırtında.

Ne madalya bekliyorlar ne de alkış. Sadece farkedilmek istiyorlar. Hayat aslında biraz farkındalık biraz da fark edilmemişlerin hikâyesidir zaten.

Biz hep sonucu alkışlıyoruz ne yazık ki. Başarının manşetine bayılıyoruz. Ama o sahnenin arkasında çocuğunu uyutup işe koşanları, hasta yakınıyla ağlayarak vedalaşıp işe dönenleri, omzunda kendi derdi sırtında başkasının yükü olanları görmüyoruz bile. Peki biz ne yapıyoruz?

O perde arkası hayatlara sessizce sırtımızı dönüyoruz. Oysa emek konuşsa cümleler kendinden utanırdı. Kelimeler yetmez. Noktalar eksik kalır. Harfler diz çökerdi. Çünkü emek işin bittiği yerde değil gözlerimizin bakmadığı yerde başlar.

Belki de bugün kendimize şu soruyu sormalıyız. Bugün kimin emeğini fark ettik? Cevabınız kimse ise durun. Bir dakikalığına hiçbir şey yapmayın. Ne okuyun. Ne yazın ne de konuşun. Sadece susun.

Çünkü o sessizlik görmediğiniz yorgun bir insana sessiz bir teşekkürdür. Bir iç çekiştir belki. Ama fark etmektir.

Bugün bir çayı teşekkürle içersiniz. Göz göze geldiğiniz bir çalışana içinizden değil gülümseyerek teşekkür edersiniz. Unutmayın.

Bazen bir teşekkür bir hayatı yeniden kurar. Hayat başarıların değil, sessizce çabalayanların yüzü suyu hürmetine ayakta durur. Onları görmek insanı insan eder. Ne gariptir ki biz ışığa bakmaktan gölgede kalanı fark edemiyoruz. Birini görmek sadece bir bakış değildir. Bir kalbin şahitliği bir insanın insan kalma gayretidir.

HÜLYALI ÖZLÜ SÖZ

"BİR YAPININ EN SAĞLAM YERİ İÇİNE KATILAN GÖRÜNMEYEN FEDAKÂRLIKTIR..KİMSENİN GÖRMEDİĞİ YERDE DÖKÜLEN TER DE EN ASİL ALKIŞTIR."