Değerli müzik dostlarım,

Biz Amatör Koro Gönüllüleri olarak sahneye çıktığımızda yalnızca bir şarkı söylemiyoruz. Bir kalbin attığı, bir topluluğun aynı anda nefes aldığı kutsal bir ana tanıklık ediyor ve nefesimiz yettiği kadar da kalbimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bu yazımda o nefeslere gizlice ritim veren, görünmez gibi duran ama hissedildiğinde sahneyi yerinden oynatan gizli mimarlardan söz edeceğim.

Saz heyetimizden. Onlar, notalara ruh üfleyen, eseri yürütüp kalbimize ulaştıran, bir bestenin omurgası, duygunun sessiz ama en güçlü sözcüleridir. Biz daha şarkının kelimelerine hazırlanırken, onlar çoktan o şarkının kalbini çözmüş olurlar.

Koro olmak, kalabalık içinde kaybolmak değil, birlikte bir ses olmayı göze almak, aynı duyguda buluşup birbirine yaslanmaktır. O sesin ayakta durduğu en sağlam direkler ise işte tam karşımızda duran, elleriyle gönlümüz arasında köprü kuran sazlarımızdır. Bizlere yön veren en güçlü pusulanın da kendisidirler

Sahnenin görünmeyen ama en çok hissedilen kahramanlarıdır onlar. Kimin hangi tonda rahat edeceğini, nerede nefesleneceğimizi, nerede düşüp nerede coşacağımızı bizden önce bilirler. Duyguyu yoğuran, zor yeri kolaylaştıran, bir şarkının cesaretini geri getiren ustalardır.

Sahnenin insani tarafı da vardır. Bazen sazlar coşar, gönlün ateşi ele düşer.

Bir yaylı biraz fazla nefes alır, bir ud parmağı biraz fazla hızlanır, ritim bir tık yukarı çıkar. O kadar duyguyu sırtlarlar ki sanki şarkı onlara Koş! demişcesine kaptırıp giderler. Solist de nefes nefese arkalarından yetişmeye çalışır. Bazen de sazların coşkusu solistin sesini örter. Solist de o anda hem duygusunu taşıyacak hem de sesini duyuracak yeri arar. Bu dışarıdan kusur gibi görünse de müziğin en kırılgan, en sahici, en insanî halidir. Ama işte tam o anda Şefin hakimiyeti, saz heyetinin ustalığıyla bir bakarsınız tını yumuşamış, hız geri çekilmiş, solistin önü açılmıştır. Ne eksik ne fazla. Tam da olması gerektiği gibi. Bu ince ayar, bu sahne dayanışması işte gerçek profesyonelliğin en yalın tarifidir. Bizi sahnede birbirimize bağlayan görünmez bağdır.

Biz koro olarak bir ses olabiliriz. Ama saz heyeti o sese kalp, ritim ve nefestir.

Bizler koro olarak bir ses olabiliriz. Ama saz heyeti o sese kalp, ritim ve nefestir.

Onlar çalmaya başladığında müzik salona yayılmaz.

Salon müziğe teslim olur.

Bugün onlara sadece teşekkür etmek yetmez. Bu gerçeği de teslim etmek gerekir. Sazlar olmadan amatör koro sadece bir kalabalık olur. Ama sazlarla beraber, o kalabalık bir ses olmayı başarır. Sahnede bizi birbirimize bağlayan görünmez köprü,

sazların müziğe can veren nefesidir. Saz heyeti çaldıkça biz varız. Biz söyledikçe müzik nefes alacak. Bu sahnelerde hep birlikteyken daha güzeliz.