Afyon Kocatepe Üniversitesinin (AKÜ) paydaşlığında Su Vakfı, Gaye Vakfı ve Akademi Vakfı iş birliğinde düzenlenen “Türk Dünyası 1. Su Çalıştayı”, “Su İçin Teknik Güç Birliği” temasıyla başladı. Geniş katılımla başlayan çalıştayda konuşan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş ise suyun, yalnızca temel bir doğal kaynak olmasının yanı sıra ekosistemlerin devamlılığını sağlayan, ekonomik kalkınmanın ve enerji üretiminin belirleyici parametrelerinden biri olan ve devletlerin küresel rekabet gücünü doğrudan etkileyen kritik bir stratejik unsur olduğunu söyledi. Suyun, kültür ve medeniyet kaynaklarından biri olduğunu ifade eden Karakaş, “Gezegendeki tüm canlılar için yaşam kaynağı olan su, insanoğlu için çok daha büyük ve farklı boyutlarda anlam dünyasına sahiptir. Öyle ki tarih boyunca tüm toplumlar, suyun varlığını referans alarak yaşam merkezlerini buna göre konumlandırmışlardır”

İnsan yaşamında belirleyici bir rol üstlenen suyun dini, sosyal, kültürel ve ekonomik etkileri farklı uygarlıklara ait su kültürlerinin doğmasına neden olduğunu dile getiren Karakaş, “İlkçağlardan itibaren hayat, su etrafında şekillenmiş; geçimden kazanca, felsefeden sanat ve edebiyata kadar birçok alanda su ile ilgili yorumlar ve değerlendirmeler yapılmıştır” diye konuştu.

“İSLAM MEDENİYETİNİN ESKİ ŞEHİRLERİ, SU KENARLARINDA GELİŞİP KALKINDI”

Suya vurulan nakıştan bahsetmenin, varlığa vurulan nakıştan bahsetmek olduğunu belirten Karakaş, “Şark-İslam medeniyeti için yakıştırılan tariflerden birisi de su medeniyetidir. Medeniyetin başlangıcı olan ilk şehirler, Asya’nın su boyu ovalarında ortaya çıkmış, İslam medeniyetinin kadim şehirleri de su boylarında neşvünema bulmuştur. Şark-İslam medeniyeti bağlamında “su-medeniyet-şehir” ilişkisinin herhalde en güzel örnekleri Bağdat-Herat-İstanbul olsa gerektir” şeklinde konuştu

“OSMANLI İÇİN SU EMANETTİ”

İnanç eksenli bir medeniyet tasavvuru belirleyen Osmanlı Devleti’nin, bu anlayışı gereği suyu “emanet” olarak gördüğünü ve hayata geçirdiği örnek uygulamaları ile dönemin koşulları göz önünde bulundurulduğunda hayranlıkla karşılandığını söyleyen Karakaş, “Osmanlı bir yere su getirmeyi sevap bildiği için su tesisleri, Osmanlı sanatı ve mimarîsinde çok önemli bir yer edinmiştir. Bu sebepten dolayı ‘su medeniyeti’ olarak anılan Osmanlı’dan kalan Mimar Sinan’ın yaptığı su kemerleri, dünyada sivil mimarinin en güzel örnekleri olarak hala hizmet vermektedir. Su ile ilgili gelişmelerin çok farklı alanlarda politik, kültürel, ekonomik, sosyolojik ve çevreye ilişkin önemli sonuçları olmuş ve olmaya da devam etmektedir” dedi.

“SU, GÜVENLİKTEN KALKINMAYA KÜRESEL BİR ARAÇ”

Sınırlı bir kaynak olan suyun tükenme riskinin her geçen gün daha da arttığının altını çizen Karakaş, “Küresel ölçekte yaşanan iklim değişikliği, su yönetimini artık teknik bir faaliyet olmaktan çıkararak ulusal ve uluslararası ölçekte güvenlik, kalkınma, su diplomasisi ve bilim politikalarını şekillendiren çok boyutlu bir konu hâline dönüştürmüştür. Dünya üzerinde erişilebilir nitelikteki tatlı su miktarının yalnızca yüzde 1,2 düzeyinde olması, yaşadığımız dönemdeki su krizinin boyutlarını açıkça ortaya koymaktadır”

Türk Dünyası coğrafyasının da bu küresel krizden en hızlı ve en fazla etkilenen bölgeler arasında olduğunu ifade eden Karakaş, “Kuraklığın artışı, yağış rejimlerindeki düzensizlik, yüzey ve yeraltı suyu miktarlarında görülen azalma, su kalitesindeki bozulmalar ile nüfus artışının yarattığı baskı, bölgesel ölçekte su güvenliği açısından ciddi riskler doğurmaktadır. Bu tablo, gelecekte ciddi su açığı riskiyle karşı karşıya kalacağımıza işaret etmektedir. Aynı zamanda suyun, sektörler arası rekabetin merkezi bir unsuru hâline geleceğini ve bütünleşmiş su kaynakları yönetiminin ertelenemez bir zorunluluk olduğunu teyit etmektedir” ifadelerini kullandı.

“Su Yönetimi, Ulusal Sınırları Aşan Stratejik Bir Alan”

AK Parti teşkilatı miniklerin heyecanına ortak oldu!
AK Parti teşkilatı miniklerin heyecanına ortak oldu!
İçeriği Görüntüle

Su yönetiminin artık ulusal sınırlarla tanımlanabilecek bir konu olmaktan çıktığını bölgesel dayanışma ve ortak teknik kapasite oluşturma gerektiren çok yönlü bir stratejik alana dönüştüğünü belirten Karakaş, “Türk Dünyası ülkeleri, benzer ekolojik riskleri ve çoğu zaman benzer yapısal sorunları paylaşmaktadır. Bu nedenle, Türk Dünyası 1. Su Çalıştayı’nın ‘Su İçin Teknik Güç Birliği’ teması, ortak geleceğimize yönelik ortak akıl ve ortak irade oluşturması açısından oldukça önemlidir. Zincirleme reaksiyonların sonucu olan su stresini aşmak için, bu alanda çalışan bilim insanlarının vurguladıkları gibi, değiştirilebilecek koşullara odaklanmak ve verim artırımını öncelikli politika haline getirmek önem arz etmektedir” dedi.

“AFYONKARAHİSAR SU ODAKLI ÇALIŞMALARDA BÖLGESEL MERKEZ NİTELİĞİNDE”

Afyonkarahisar’ın termal kaynakları ve jeolojik zenginlikleri ile su odaklı çalışmalarda önemli bir bölgesel merkez niteliğinde olduğunu belirten Karakaş, şunları söyledi:

“Afyon Kocatepe Üniversitesi olarak, bu potansiyeli Türk Dünyası’nın ortak bilimsel ve teknik birikimine katkı sunmak amacıyla seferber etmeyi görev telakki ediyoruz. Afyon Kocatepe Üniversitesi bünyesinde Jeotermal ve Maden Kaynakları Uygulama ve Araştırma Merkezimiz bulunmaktadır. Şu anda Türkiye’nin her bölgesinde arama faaliyeti yapmaktadır. Son edindiğimiz cihazlarla birlikte Türkiye’de bir numara diyebiliriz. Bu arada Afyon Kocatepe Üniversitesi olarak Türk Dünyası Üniversiteler Birliğine bizde üye olduk. Oradaki çalışmalara da dahil olacağız.” ifadelerini kullandı.