Bu ruhsal görünürlük kaybolduğunda bedensel duyumlar yardıma koşar. Saç, kaş, kirpik koparma ruhun bedene çağrıldığı büyük kavuşmayı sağlar. Bu buluşma varoluşsal sancıyı dindirmenin, bedene acı vererek onun duyumlarıyla hayatta olduğunu hissedebilmenin bilinçdışı gereğidir.
Beden hapishanesine sıkışmışlıktan kurtulmanın en iyi yolu; 'seni görüyorum, duyuyorum, iyiki varsın' diyen bir iç sese sahip olmaktan geçer. Bu iç ses, 0-6 yaşlarındaki küçüğün bakımverenin kendisine yansıttığı içsel aynalarıyla doğrudan ilişkilidir.
İstenmeyen bir gebelik sonrası dünyaya gelen bebeklere, annelerinden aktarılan bu iç ses yetişkin olduklarında da peşlerini bırakmayabilir. Şiddet görmeyi normalleştiren; erkektir döver de söverdeciler, erkeğin elinin kiri diyerek aldatılmayı normalleştirenler maalesef ilişkilerinde güvensiz hisseden, görünmez olmak isteyen, bağ kuramayan, sıcak bir yakınlığı kendine hak görmeyen; ancak aslında sıcak bir kundağın özlemiyle yanıp tutuşanlardır.
Kundak bebeğe tıpkı rahimdeki gibi daracık bir yuvanın, plesentanın içinde olduğu hissi yaratarak oradaki aynı güveni ve sıcaklığı sağlamanın farklı bir yoludur. O sebeple nenelerimiz, doğar doğmaz bebeği sıkıca kundağa sarıp annelerinin koynuna verirlerdi. Kundaklanan bebek ağlamayı bırakır mışıl mışıl uykuya dalardı.
Nevrotik yetişkinlerin kundağı ise güvensiz hissettikleri durumdan korunabilmek için katı bir mizaca bürünmekten geçer bazen. Eşinin sıcaklığını reddeden, sürekli asık suratlı veya anlamsız bir hastalık hali içinde olanlar gibi. Böyle olduğunda tıpkı annesinin yaptığı gibi reddedilme tehlikesinden kendini azat edecek, sürekli tehdit altında hissettiği çocuk benliğini bu güvensiz ortamdan koruyabilecektir.
Ten tene, gönül gönüle kurulan güven bağı varoluşumuzu kundaklamanın en sahici yoludur. Yaralı ruhlara en iyi gelebilecek ilaç, yakınlığı itmelerine rağmen şifa bulabilecekleri istendik başka bir ruha tutunmaktan geçer.
Terapi odası iyileşmek isteyen danışanın, kendini yeniden doğurduğu rahim, terapist ise bu doğuma şahitlik eden yeminli ebesidir.
