Eroğlu yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Mazisi şanlı zaferlerle dolu olan büyük Türk Milletinin tarih boyunca yaşadığı en büyük zaferlerden birisi de hiç şüphesiz Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferidir. Silahı, mühimmatı kalmamış olan bir neslin, iman gücü ile kazandığı büyük zaferin adıdır, İstiklal Harbi. 
Hem ülke tarihimizde hem de Dünya tarihinde büyük ehemmiyet arz eden İstiklal Harbi; gelişen, kalkınan Büyük Türkiye’nin 2023, 2053, 2071 ve 2099 hedeflerine giden yolda Aziz Milletimize ve bizlere ışık tutmaktadır.
Sultan Alparslan, 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun topraklarını Türk yurdu haline getirmiştir. İstiklal Harbi ile de bu topraklar ilelebet Türk yurdu olarak kalacağı bütün cihana ilan edilmiştir. 
Bu büyük zaferin 102. sene-i devriyesinde bütün hemşerilerimin ve aziz milletimizin Zafer Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum.
Osmanlı Devleti, Birinci Cihan Harbinde yedi düvele karşı büyük bir mücadele vermiştir. Birinci Cihan Harbi tamamlanmasına rağmen yabancı devletlerin ülkemiz üzerindeki oyunları, hile ve desiseleri bitmemiştir. 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi imzalandı. Birinci Dünya Harbinde mağlup olan Osmanlı Devleti, bu tarihten sonra parçalanıyor ve işgal ediliyordu. 15 Mayıs 1919 tarihinde düşman İzmir’i işgal etmişti.
Osmanlı Devleti 28 Ocak 1920 tarihinde Misak-ı Milli Sınırlarımızı belirleyen kararı Osmanlı Mebusan Meclisinde oy birliği ile kabul etmiştir. Ardından bu aziz millet her türlü işgal ve dayatmaya rağmen hürriyet ve istiklalinden asla taviz vermeyeceğini bütün Dünya’ya haykırmıştır.
Silahı, mühimmatı kalmamış olan bir neslin iman gücü ile kazandığı büyük zaferin adıdır, İstiklal Harbi. Bu şanlı zaferin kazanıldığı, bu aziz ve mukaddes toprakların bir evladı olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
BU TOPRAKLAR ZAFERİN KAZANILDIĞI TOPRAKLARDIR
Batılılar, tarih boyunca ülkemizi ve milletimizi yok etmek, vatanımızı işgal etmek için büyük planlar yaptılar. Bu planlar bugün de hala devam ediyor maalesef. Ama onların bir hesabı planı varsa Allah’ın da bir planı var elbette.
Aziz Milletimiz, devleti için, vatanı için, bayrağı için gözünü kırpmadan canını veren bir millettir. Bu millet, şanlı bir geçmişe ve tarihe sahiptir. Elhamdülillah gurur duyulacak bir ecdadın torunlarıyız. 
O günün şartlarında bütün ülke el birliği ile ordusuna, askerine sahip çıkmış, kendi ekmeğini askeriyle paylaşmıştır. Afyonkarahisar bu büyük harbin tam merkezinde olması sebebiyle hemşerilerim büyük fedakarlıklar yapmışlardır.
ZAFERE GİDEN YOLDA ŞUHUT VE BÜYÜK TAARRUZ KARARGÂHI
Afyonkarahisarlı milli şairimiz Osman Atilla’nın, Şuhut’un İstiklal Harbindeki ehemmiyetini vurgulamak için söylediği; “Şuhut Kurtuluşumuzun Karargâhıdır.” sözü gerçekten muharebenin seyrini çok güzel anlatmaktadır.
İstiklal Harbi denildiğinde akla ilk gelen yer, zaferin kazanıldığı topraklar olan memleketim Afyonkarahisar’dır. Düşman birlikleri 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgal ettiğinde, Afyonkarahisar’da ilk protesto bildirisi yayınlayan yer Şuhut olmuştur. Şuhut’un Belediye Reisi Hoca-zade Mustafa Efendi ve nahiyenin ileri gelenlerinin imzasını taşıyan mektubun ardından, Şuhut Hükümet Konağı önünde bir miting düzenlenerek İzmir’in işgali protesto edilmiştir.
İzmir'den sonra Ege'den başlamak üzere Anadolu toprakları Yunan, İngiliz, Fransız ve İtalyan birliklerince işgal edilmiştir. Afyonkarahisar ve kazaları da maalesef işgale uğramıştır. Şuhut ise gerek konumu gerekse ulaşım zorluğu sebebiyle işgal yüzü görmemişti.  Afyonkarahisar'daki Yunan birlikleri, birkaç defa Şuhut’u işgal etmeye niyetlense de başarılı olamamışlardır. Allah'ın lütfu olarak işgal yüzü görmeyen Şuhut, İstiklal Harbi boyunca Türk Ordusu için önemli bir üs bölgesi vazifesi görmüştür. 
Sakarya zaferinin ardından Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları 23 Ağustos’ta Akşehir’den karargâhı Şuhut’a taşımışlardır. İlk ateşin yakıldığı ve planların hazırlandığı Büyük Taarruz Karargâhı (Atatürk Evi), muharebenin seyri bakımından çok önemli olmuştur.
Şuhut ilçemizdeki Hacı Veli’nin konağı, Büyük Taarruz Karargâhı (Atatürk Evi) olarak belirlenmiş ve düşmanı topraklarımızdan atacak planlar burada yapılmıştır. 23 Ağustos’ta Şuhut’a gelen Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, 25 Ağustos günü cephe hattında incelemeler yaparak planlarını tamamlamıştır. Nihayet bütün hazırlığın tamam olduğunu gördükten sonra 25 Ağustos günü Hacı Veli Konağı'ndan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne "Düşmana Büyük Taarruz, 26 Ağustos günü başlayacaktır" telgrafını çekmiştir. Şuhut, Millî Mücadele'nin başında da sonunda da çok önemli bir konumda olmuştur.
Dolayısıyla tarihi bakımdan çok önemli olan Büyük Taarruz Karargâhını, Bakanlığım döneminde Başkomutan Tarihi Milli Parkı içerisine dâhil ettik. Ardından yıkılmaya yüz tutan bu yapıyı restore ettik, çevresini genişlettik ve çevre düzenleme çalışmalarını gerçekleştirerek vatandaşlarımızın ziyaretine açtık.
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının liderliğindeki Şanlı Ordumuz, Şuhut’a geldiğinde, Şuhutlu fedakâr ve misafirperver vatandaşlarımız, elinde avucunda kalanlarla yaptığı Şuhut’un meşhur keşkeğinden ordumuza ikram etmişlerdir. Dolayısıyla Büyük Taarruz Karargâhının restorasyonundan sonra, bu tarihi geleneği yaşatmak maksadıyla Şuhut Keşkek Evi projesi hayata geçirilmiştir. Şuhut keşkeği hakikaten bütün Türkiye’ce meşhur bir keşkektir; coğrafi işareti vardır, hatta Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde methedilmiştir. 
KOCATEPE’YE GİDEN TARİHİ YOL
Şuhut’ta yapılan planlar doğrultusunda, Şanlı Ordumuz 25 Ağustos gecesi Şuhut’tan Kocatepe’ye hareket etmiştir. 19 kilometrelik bu yol Türk milletinin istiklâl mücadelesinde zaferi müjdeleyen istikamettir.
Her yıl binlerce vatandaşımızın katılımıyla tıpkı 102 yıl evvel şanlı ordumuzun yürüdüğü gibi bu yolda yürünmektedir. Bu Aziz Millet, Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir ferdi bundan 102 yıl önce atalarımızın, kahraman ordumuzun 25 Ağustos gecesi Şuhut’tan Kocatepe’ye hareket ettiği ruhla ve anlayışla bu mukaddes vatan için çalışmakta ve bu mukaddes vatan için gerektiğinde canını vermeye hazır durumdadır.
Şanlı Ordumuz, 26 Ağustos günü sabah ezanıyla birlikte, ilk top atışını yaparak Büyük Taarruzu başlatmış ve Sinanpaşa Ovasına inmiştir. Ordumuz, 26 Ağustos günü büyük bir mücadele vererek Büyük Kaleciktepe’den Çiğiltepe’ye kadar olan 15 km’lik bölgeyi düşman işgalinden kurtarmıştır.
26 AĞUSTOS TABİAT PARKINI VE İSTİKLAL TANITIM MERKEZİNİ KAZANDIRDIK 
26 Ağustos günü kazanılan zafer, İstiklal Harbinin kazanılmasında ordumuz ve milletimiz bakımından büyük bir moral olmuştur. İşte tam bu noktada çok önemli tesisleri hayata geçirdik. Daha önce bir çöplük durumunda olan alanı, Bakanlığım döneminde 26 Ağustos Tabiat Parkı olarak ilan ettik. Büyük yatırımlar ile bu alanı özellikle vatandaşlarımızın şehir stresinden uzaklaşacakları, aileleriyle birlikte hoşça vakit geçirecekleri bir alan haline getirdik. Tabiat Parkı içerisine Büyük Taarruzu ve istiklalimizi konu alan panoramik “İstiklal Tanıtım Merkezi” inşa ettik. Çevre düzenleme ve peyzaj uygulamalarını yaptık. Bu muazzam alan her vatandaşımızın mutlaka görmesi gereken bir yerdir. 
27 AĞUSTOS GÜNÜ AFYONKARAHİSAR DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTARILDI
26 Ağustos günü kazanılan zaferin ardından, 27 Ağustos günü yoğun bir çaba neticesinde ordumuz Afyonkarahisar’ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Başkomutanlık Karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Afyonkarahisar'a taşınmıştır. Bu karargâh şu anki Zafer Müzesidir. 
Orman ve Su İşleri Bakanı olduğum dönemde Zafer Müzesi ile bizzat ilgilendim. Müze ile alakalı restorasyon projelerinin hazırlanması talimatını da vermiştim. Zafer Müzesi depreme karşı daha dayanıklı hale getirilerek gerekli restorasyondan sonra daha görkemli bir hale kavuşturuldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Batı Cephesi Karargâhı olarak kullandığı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin planlandığı, 102 yıl süreyle Afyonkarahisar şehir merkezinde tarihi dokusunu koruyan, milli mücadelenin tanığı Zafer Müzesi; yeni haliyle ve bütün ihtişamıyla 27 Ağustos tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan KURTULMUŞ’un teşrifleriyle vatandaşlarımızın ziyaretlerine açılacaktır.  
Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtarılmasının ardından 28 ve 29 Ağustos günleri başarılı geçen müdahaleler yapılmış ve ardından Dumlupınar’da 30 Ağustos Zaferi kazanılmıştır. Anadolu'daki Yunan birliklerinin yarısı imha veya esir edilmiştir. Kalan Yunan birlikleri de üç grup halinde geri çekilmiştir.
Düşmanın geri çekilmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa, Yunan ordusunun kalan kısmının imha etmek için Türk ordusunun büyük kısmının İzmir istikametine yol almasını kararlaştırmıştır.
Alınan bu karar ile birlikte, Mustafa Kemal Paşa "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini vermiştir. 1 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusunun Yunan ordusunu takip etme harekâtı başlamıştır. Yunan ordusu Başkomutanı General Nikolaos Trikupis ve kurmayları ile 6.000 asker, 2 Eylül de Uşak'ta Türk birliklerine esir düşmüştür.
Türk ordusu, 15 günde 450 kilometre mesafe kat ederek 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'e giriş yapmıştır. Yüzbaşı Şerafettin Bey Hükûmet Konağına, 5. Süvari Tümenin öncüsü Yüzbaşı Zeki Bey Kumandanlık Dairesine, 4. Alay Komutanı Reşat Bey de Kadifekale'ye Türk bayrağını çekmişlerdir. Böylece düşman 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize dökülmüştür.
AĞUSTOS AYI ZAFERLER AYIDIR
Şanlı tarihimizde Ağustos ayı Zaferler Ayı olarak geçer. Kahraman milletimiz; askeriyle, siviliyle, kadınıyla, erkeğiyle istiklaline kavuşmak için hayatları pahasına tarihte pek çok zafere imza atmıştır.
    1 Ağustos 1571 Kıbrıs’ın Fethi
    11 Ağustos 1473 Otlukbeli Muharebesi
    23 Ağustos 1514 Çaldıran Meydan Muharebesi
    23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Savaşı
    24 Ağustos 1516 Mercidabık Zaferi
    26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi
    29 Ağustos 1521 Belgrad’ın Fethi
    29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi
    26-30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz
BİR OLACAĞIZ, İRİ OLACAĞIZ, DİRİ OLACAĞIZ
Bizi bu topraklardan atmak için yıllardır mücadele ediyorlar. Bu kahraman milleti topla, tüfekle, silahla yenemediler. Batılı ülkeler, 1699 Karlofça Anlaşmasından itibaren yeni bir planı devreye koymaya çalışıyorlar. Adına Şark Meselesi dedikleri, böl, parçala ve yut taktiğini kullanmaya çalışıyorlar.
Dedelerimiz Galiçya’da, Yemen’de, Kafkas Cephesinde, Çanakkale’de, Kut’ül Ammare’de bu vatan için canları pahasına savaştılar. Bugün de hala bu mukaddes topraklarımızda gözü olan düşmanlar var. Ancak Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde ülkemiz üzerinde oynanan bütün oyunları bir bir boşa çıkarmaktadır. Şanlı ordumuz ve kahraman Mehmetçiğimiz, PYD, PKK, DEAŞ, FETÖ gibi bütün terör örgütlerine göz açtırmamaktadır. Mavi Vatan, son damlasına kadar kahraman milletimizindir. 
Artık eski Türkiye yok. Artık sahada güçlü bir Türkiye, masada ise yumruğunu masaya vurabilen bir Türkiye var. Bizler asker bir milletiz. Hepimiz asker, hepimiz Mehmetçiğiz. Bizler birlik olur, beraber olursak hiçbir düşman güç bize üstün gelemez.
Bu duygu ve düşüncelerle 85 milyon vatandaşımızın Zafer Bayramı’nı gönülden kutluyorum. Bu vatan için mücadele eden başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün Gazilerimizi şükranla yâd ediyorum. Ayrıca bu vatan, bu bayrak için kanlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun.
Zaferimiz kutlu yolumuz açık, istikbâlimiz aydınlık olsun.
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, 
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.” ifadelerini kullandı.