12 Eylül 1980 askeri darbesinin canlı şahitlerinden Sabri Apak o günleri anlattı. Afyon Lisesi’nde görev yapan öğretmenlerin yüzde 90’nın sol görüşlü öğretmenlerden oluştuğunu, ülkücü gençlerin TÖB-DER’e Afyon’daa nasıl miting yaptırmadığını ve merhum Yılmaz Üstün’ün darbeden sonra İl Başkanlığındaki çekmeden çıkan bir bıçak yüzünden 6 ay cezaevinde yattığı günleri anlattı.

BENİM GENLERİMDE SİYASET VAR!

Afyon Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarını anlatan Apak şunları söyledi: “Afyon Lisesi’nin öğretmenlerinin yüzde 90’ı sol görüşlüydü. Öğretmenlerin lisedeki gençler üzerinden muazzam bir baskısı vardı” diyen Apak şunları söyledi: “Benim genlerimde siyaset var. Dedem, 1945 yılında Cumhuriyet Halk Partisinin il başkanlığını yapmış. Tek partili dönemlerde rahmetli babam 52-53’lerde Demokrat partinin yönetim kurulunda yer almış. 1970 yılında Afyon lisesine başladığımda O zaman 68 kuşağı devrimciler, ülkücüler akımı vardı. Afyon Lisesine girdiğim zaman ben birinci sınıfta iken bir Müdürümüz vardı, Mazhar Çevik. Afyon Lisesinin öğretmenlerinin yüzde 90 sol görüşlü öğretmendi. Bir tane Din Dersi hocamız vardı, Allah rahmet eylesin, 1-2 tane de tarafsız öğretmen vardı.

O zamanlarda Türkiye Öğretmenler Sendikası adı altında toplanıyorlar. Yıkılan Emek binasının orada yerleri vardı. Sonradan savcılık kapattı TÖB-DER oldu. Öğretmenlerin lisedeki gençler üzerinde muazzam bir baskısı var ve çok güzel taraftarlar topluyorlar. Boksör rahmetli arkadaşım vardı Adil Er. Sonradan Toplum Polisi oldu, Diyarbakır'da şehit düştü. Biz Afyon lisesinde 3-4 kişi biz vardık, 1-2 tane de Yeniden Mücadele Derneği’nden vardı. Ayriyeten ilerici Gençlik Derneği solcuları. Bir de Türkiye'de 6-7 İl’den sonra Afyon'da tek, DEV Gencin bir altı olan DEVLİS vardı. DEVLİS Afyon’da kurulmuştu.

70’li yılların sonu 71’li yılların başında da Afyon’dan Sanat Okulu’ndan mezun olup Ankara’ya, İstanbul’da giden Allah rahmet eylesin Ali Kocaşaban abimiz, Ahmet Süzme hocamız bunlar oralardan gelip Afyon'da Genç Ülkücüler Teşkilatını, ülkücü hareketi başlattılar.”

VATAN-MİLLET AŞKI AĞIR BASTI

Ülkücü olmaya nasıl karar verdiğini anlatan Apak, “Aile yapısı olarak milliyetçi, muhafazakar bir ailenin çocuğuz. Vatan-millet aşkı, sola nazaran ki! O zaman devrimcilik lafı yoktu, direkt komünistler lafı vardı. Bizim dini açıdan bakmamız, vatan-millet sevgisi daha ağır bastı.

Bugün 55 yıl sonra bakıyoruz da o zamanki devrimcilere: Onlarda vatan-millet aşkı diye çıktılar. Türkiye'yi biz böleceğiz, parçalayacağız diye çıkmadılar. Onlar da Türkiye'yi bir yere getireceğiz dediler ama o zaman anlatamadılar. Benim ülkücülük sevdam bir etki-tepki hadisesiyle başladı.”

TÖB-DER AFYON’DA MİTİNG YAPACAKTI, YAPTIRMADIK

Darbeden önce Afyonkarahisar’daki ortamdan bahseden Apak, “1978-79’larda olayların çığrından çıktığı günlerde 5-6 tane genç öldürüldü. Kenan Evren bunları besledi, darbe şartları oluşsun diye. Afyon’da ülkücü gençlik bayağı kuvvetli iyiyiz. 1974 yılında TÖB-DER Afyon'da pahalılığı ve faşizmi protesto mitingi düzenledi. İl dışından da çok kişi geldi.

Mitingi yaptırmamak için karar aldık. Bolvadin o zaman çok kuvvetli ülkücü gençlik olarak. 1974’deki O mitingi yaptırmadık. Solda bir kırılma oldu.1974 Maliye Muhasebe Yüksek Okulu açıldı. Orada evlerinden çıkmış, Anadolu baskısı olmayan gençlere sahip çıkıldı. Ondan sonra da 1977’li yıllarda Afyon Eğitim Enstitüsünün başına efsane hocamız İsmail Birdane geçti. Ülkücü hareket o zamanlarda gelişti, büyüdü ve 77’de de bu meyvesini de verdi. Afyon'da 12 Eylül’den önce sadece Allah rahmet eylesin Necmi Bilgili diye bir arkadaşımız şehit edildi. Başka bir olay olmadı.”

DARBENİN OLACAĞINI BİLİYORDUK

Darbeden 4-5 gün Afyon’a birinin geldiğini ve darbeye karşı hazırlıklı olmamız konusunda uyardığını ifade eden Apak, “Rahmetli Başbuğ, genelde üst düzey yöneticilerini 2-3 ayda bir toplardı. Biz; 12 Eylül 1980 Mayıs’ında Ankara'ya gittik. Asker bir şeyler yapacak, buna benzer bir şeyler söylediler: ‘Hazırlıklı olun. Teşkilatlar da bir şey bulundurmayın, yasak yayın vb.” dediler.

O zamanlardan kulağımıza kar suyu kaçtı. Kenan Evren'in hatıralarını okursanız veya hatırlarsanız: biz Mayısta ihtilal yapacaktık ama şartlar oluşmamıştı. Şartlar oluşmamış dediği daha 200-300 genç daha ölmesi bekleniyor, ondan yapmadık dedi. 12 Eylül’den 4-5 gün evvel Afyon’a biri geldi, hazırlık olun 3-5 gün içerisinde bu ortadan bir ihtilal olacak ne sağ, ne sol tandanslı.

Ama cumartesi olup olmayacağı kesin değildi. Tabii bizde kanunsuz bir şeyler de yoktu. 12 Eylül Cumartesi günü sabahleyin 3-3,30’da benim alt komşum, ‘Abi bir şeyler oluyor’ dedi. Ben milliyetçi yayınların dışında sol yayınları okurdum. Gerek Karl Marx, Lenin, Castro, Che Guevera ve Mihri Belli’nin kitapları vardı. O gün evi bassalar beni kominist diye alıp götürürler, ben bir tek onları yaktım. Cumartesi öğleden sonra parti binaları aranmaya başladı. Bizim parti binasında o zaman Yılmaz Üstün, Allah gani gani rahmet eylesin İl Başkanımız. Çekmecesinde bir bıçak bulundu. Bütün yönetimi almaya kalktılar. Rahmetli ‘Bıçak benim’ dedi. O bıçaktan tutuklandı. O zaman da sıkıyönetim Eskişehir’e bağlı. Allah'ın tek bıçağı yüzünden 6 ay Seyitgazi’de yattı.”

Vali Yiğitbaşı’ndan örnek personele başarı belgesi
Vali Yiğitbaşı’ndan örnek personele başarı belgesi
İçeriği Görüntüle

ZAFER MÜZESİNİN ALTI EMNİYET’Tİ

Bir-iki defa nezarete alındığını ifade eden Apak şunları söyledi: “Ufak tefek gözaltılar oldu. Şimdiki Zafer Müzesi'nin altı emniyetti. Merdivenin altını nezaret yapmışlar bir-iki defa girdik-çıktık. Uzun süreli hapishane durumumuz olmadı.” dedi.

Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

https://youtu.be/sjWbMIudwPE