Türk-İş Afyonkarahisar İl Temsilcisi Muharrem Uslu, Medya03’de Gazeteci-Sunucu Kadir Kaplan’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
BU TARTIŞMA DOĞRU MU? DOĞRU
Türk-İş’in Asgari ücret görüşmelerine katılmamasıyla ilgili görüşlerini açıklayan Uslu şunları söyledi: “Asgari ücret, emeklilerimizin maaşı, bütçe tartışılıyor ve 2026’nın bütün hesapları bugün Türkiye Büyük Millet meclisinden tartışılıyor. Kamuoyunda tartışılıyor. Sendikalar, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler tartışıyorlar. Bu tartışma doğru mu? Doğru. Gerçek anlamda Türkiye'nin ekonomisi veyahut da gelir gruplarının hak edişleri muhakkak tartışılmalı.”
TÜRK-İŞ 50 YILDIR UYGULAMAYA İTİRAZ EDİYOR
Son 50 yılda 5-6 defa beraber ‘Evet’ kararının çıktığını ifade eden Uslu, “Burada çok büyük bir yanlışlık var. Adaletsizlik var. Türk-İş 50 yıldır uygulamaya itiraz yapıyor, bir şey fark etmiyor, değişmiyor. Çalışan kesime, dar-sabit gelirliye büyük bir faydası olmuyor, yüz güldürmüyor. Bu 50 yılın içerisinde zannedersem 5-6 defa beraber bir ‘Evet’ denmiş. Onun dışında hep muhalefet kazanmış. Dolayısıyla sistemi, çalışanlar açısından çok verimli, faydalı bulmuyor. O yüzden bir yıl önceden açıkladı “Biz yokuz” diye. Bugün hâlâ durum devam ediyor. Bu durumun değişmesi için de hükümetin sistemde bir değişiklik yapması arzu ediliyor ama bu saate kadar bir tutum görülmedi. Komisyonun sayısal durumundan ziyade talebi var. Ulaşımı, gıdayı, eğitimi hesap edelim. 4-5 kalem hesap bu. Bu hesapları yapalım, bu 4-5 kalem hesabı gerçek anlamda ihtiyacı giderecek hale geldiğinde askeri ücretle ilgili kanaatimizi ortaya koyalım diyor. Bugüne kadar çalışmalarda gıda, enflasyon, ulaşım, eğitim olsun bu 4-5 kalemi bildirici rakam dahi ortaya çıkmıyor.”
EKONOMİDE ORTAYA KONULAN HEDEFLERDE BAŞARILI OLUNAMADI
Asgari ücrete zam yapılmadan fiyat artışlarının durdurulması gerektiğini ifade eden Uslu, “Türkiye'de ekonominin bugün örnek alınacak bir tarafı yok. Siz ne kadar bu hesabı yaparsanız yapın fiyat artışları, krizin devam ediyor olması, alım gücünün her gün azalıyor olması Sendikayı, Sivil Toplum Örgütlerini kaygılandırıyor. Zaten Türk-İş şunu da söylüyor: “Bu zam yapılmadan önce fiyat artışlarının durdurulması gerekiyor” şeklinde bir itirazları var. Dolayısıyla bir belirsizlik var. Tarafların konuşarak çözebileceği de bir şey değil. Çünkü; bugüne kadar ekonomiyle ilgili kamuoyuna söylenen sonuçların aşağı yukarı hiç birisi tutmadı. Türkiye ekonomisinde ortaya konulan hedeflerde bir türlü başarılı olunamadı. Dolayısıyla sabit gelirlinin bu kadar sıkıntılı gördüğü ekonomi veya rakamlarla ilgili bakanlıklar tarafından da savunulur hale geldi. Beklenti Cumhurbaşkanımızın tutumuna bağlı gibi gözüküyor. En son Sayın Bakanımız Türk-İş’i ziyaret etti. Diğer Konfederasyonu da ziyaret ettiler. “Onlardan biz görüş aldık, O görüşleri de kamuoyuna biz söyleyeceğiz, gündeme getireceğiz. Dikkate alacağız.” diyerek konuşuluyor. Fakat Sendika’nın olmadığı yerde bu ücretin belirlenmiş olması çok hoş olmayacaktır. Belki de tarih bugünü yazacaktır. Türkiye'de emek adına yanlış bir işlemin yapıldığını tarih yazacaktır. Ben öyle düşünüyorum. Diğer Konfederasyonu katarlar mı? Olabilir ancak toplum vicdanında karşılık bulur mu? Onu da ben biraz şüpheli olduğunu düşünüyorum. Şuraya gelmekte fayda var! Türk-İş’in duruşuyla diğer konfederasyonun duruşunun arasında emek, çalışanlar açısından büyük bir farklılık var.”
ASGARİ ÜCRETE FEVKALEDE TEPKİSEL BİR DURUM SÖZ KONUSU
Türk-İş’in komisyona katılmama kararını olumlu bulduklarını ifade eden Uslu şunları söyledi: “Komisyona katılmamayı biz olumlu buluyoruz, doğru buluyoruz. Bugün Genel Başkanın, Türk-İş’in duruşu, komisyonda olsaydı belki bu duruş bu kadar net ortaya çıkmazdı. Çok daha fazla sabırsız stresli bir duruş orta yerde. Demek ki işler yolunda gitmiyor. Türk-İş başkanının, yöneticilerinin bugün işverenin rakamlarından haberi yok mudur? Muhakkak vardır. 50 yıldır askeri ücretin belirlenmesinde öyle bir tepkisel durum yaşamadık. Şu anda fevkalade tepkisel bir durum söz konusu. Bundan öncekiler kısa laflarla, tartışmalarla sağlanıyordu. Çok cılız hatta çalışan kesim şunu söylüyordu: “Bunlar Türk-İş tarafından sağlıklı gündeme getirilmesi söz konusu olmayacak mı?” eleştirileri oluyordu. Fakat o eleştiriler bu süreçte karşılığını buluyor. Dolayısıyla şuna yürekten inanıyorum. En güzel askeri ücretin savunulması bu döneme geldiğini ifade edebilirim. Uzun süreden beri Türk-İş İl temsilciliği yapıyorum. Görevim gereği asgari ücretin bu şekilde kamuoyunun gündeminde tartışıldığını görüyorum. Bununda memnuniyet verici olduğunun altını çizmekte fayda olduğunu düşünüyorum.”
TÜRK-İŞ HİÇBİR SİYASİ PARTİNİN ARKA BAHÇESİ DEĞİL
Türk-İş’in 60-70 yıldır emeğin temsilciliğini yaptığını, hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmadığını söyleyen Uslu şunları söyledi: “Türk-İş Genel Başkanımızın bugün söylemiş olduğu bir ifade var: “Biz hiçbir tarafın arka bahçesi değiliz” diye. Yıllardan beri de söylüyorum bir sivil toplum örgütünün kalkıp da bir siyasi partiye yaslanması, arka bahçesi olması. O temsil etmiş olduğu kesime faydadan öte sıkıntı, zayıflık getireceğinin ben altını çiziyorum. Siyasi partilerimizin kongreleri oldu, yönetimler oluştu. Son birkaç gündür hayırlı olsun ziyaretlerimizde siyasi partimize şunu söyledim: “Biz hiç kimsenin yanında, yakınında olan arkamızı partiye dayamış değiliz. Veya bizden olun gibi bir çağrıya bizim cevabımız ‘Hayır.’ Biz sivil toplum örgütüyüz. Dolayısıyla bizim iktidar, muhalefet partisi hiç kimseye karşı özel bir muhalefetliğimiz söz konusu değil. Biz herkesle temasta olacağız. Herkesten hizmet alacağız. Herkese derdimizi söyleyebileceğiz.”
İnanın partiler son derece memnun oldular. Dediler: “Başkanım sağ olun sizin Afyon'da bunu söylüyor olmanız örnek bir davranıştır. Sivil toplum örgütleri hem iktidar partisi hem diğer partilere aynı mesafede olduğunda bir anlam olacak” dediler. Şimdi bizim Türk İş’de böyle. Türk-iş emeğin temsilciliğini yapan 60-70 yıldır da bu emeğin temsilciliğini düzgünce Türkiye'ye yaşatan bir sivil toplum örgütü.”
BEN SİYASET YAPMIYORUM
Kendisinin söylemleriyle siyasi partinin söylemlerinin farklı olması gerektiğini ifade eden Uslu şunları söyledi: “Asgari ücretle ilgili verilen mücadelede Türk-İş’in herhangi bir siyasi partinin güdümünde olmaması, bir partiye yaslanmaması, arka bahçe olmaması Türkiye demokrasisi ve siyasetine o kadar büyük katkı, destek sağlıyor ki örnek olacak bir durum söz konusu.
Şimdi siz siyaseti düşünün! Siyasetin büyükçe bir daire olduğunu hesap edin. Bunun yarısı ekonomiyle ilgili. Siyasetin %50’sini de ekonomi ifade ediyor. Ekonomi olmadığı zaman hiçbir şeyin olmadığı ortada. Dolayısıyla siyasetin %50’sini ekonomi yapıyorsa, sivil toplum örgütlerinin de ekonomiyle ilgili görev ve sorumlulukları var. Yapmış oldukları, gündeme getirdikleri konuyu siyaset yapıyor diye haklarının kaybı olduğunu düşündürmesi lazım.
Şimdi asgari ücreti veya ekonomik kayıpları söylerken bir siyasi partinin söylemiyle benim söylemimim ayrı olması lazım. Ben siyaset yapmıyorum. Ben görevim gereği ekonomideki kayıpları, geçim sıkıntısını gündeme getiriyorum ve diyorum ki; “Sayın iktidardan veya siyasi partiden ekonomi Türkiye'de düzelmeli” diyerek bir talebim var. Benim bu talebimle siyasi partinin söylediği farklı. O yüzden siyaset yapılırken, sivil toplum örgütlerinin söylemlerine, eylemlerine de gerekli özen gösterilmesi lazım. Göz ardı edilmemesi lazım. Sivil toplum örgütlerini yakın tutmak lazım. Yani Milletvekili, İl başkanı, partiler birbirlerini dışlayabilirler ama sivil toplum örgütlerini kesinlikle ideolojik olmadıktan sonra dışlamaması lazım. Emeği desteklemeyen bir Vali, bürokrasi, siyasetçi, yönetici düşünün. Böyle bir şey olabilir mi? Emek destek almıyorsa, siyasi desteği alamıyorsa. Dolayısıyla Türkiye’deki bütün sorunları, o krizin yaratmış olduğu bütün yükü siz getirip çalışan kesime yüklediğiniz zaman burada bir haksızlık, adaletsizlik zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor. Eğer bir gelir dağılımında adaletsizlik varsa ki Türkiye'de şu anda bu tartışılıyor.” ifadelerini kullandı.
Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.





