Bildirgenin içeriğinde yer alan “Lozan ve 1924 Anayasası” vurguları kamuoyunda en çok tartışılan iki konuyu oluşturdu. Bu kelimeler birlikte bildirgenin iki yerinde, iki ayrı paragrafın giriş cümlesi olarak yer almaktadır.

İlk yazıldığı dördüncü paragrafın ilk ve ikinci cümlesinde, “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü.” şeklinde geçmektedir.[1] Aynı bildirgenin yedinci paragrafının ilk cümlesinde ikinci kez şu şekilde kullanılmıştır: “… Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi.” İkinci kullanıldığı yerde “reel sosyalizm etkisi ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesinden” bahsedilmemesi başlangıçtaki etkiden ve talepten vazgeçtiklerini varsaymamızı gerektirmektedir. O halde “Lozan ve 1924 Anayasası” konusunu ikiye ayırarak analiz etmeye çalışalım.

1924 Anayasa’sından önceki anayasa 1921 Anayasası’dır. 1921 Anayasası yürürlüğe girdiğinde 1876 Anayasa’sı[2] hala yürürlüktedir. 1924 Anayasası’na kadar olan bu dönem literatürde “iki anayasalı dönem olarak” geçmektedir.[3] 1921 Anayasası toplam 23 maddeden oluşur.[4] Bildirgede 1924 Anayasası öncesinin çözüm için referans alınması söylendiğine göre 1921 ve 1924 Anayasası özelinde konuyu değerlendirmek gerekir.

1921 Anayasa’sında olup 1924 Anayasa’sında olmayan konumuzla ilgili dört madde vardır. 1921 Anayasası’ndaki ilgili maddeler şu şekildedir:

Madde 11.- (Özgün hali) Vilâyet, mahallî umurda mânevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şer'i, adlî ve askerî umur, beynelmilel iktisadî münasebat ve hükümetin umumi tekâlifi ve menafii birden ziyade vilâyata şâmil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet Meclisince vazedilecek kavanin mucibınce Evkaf, Medaris, Maarif, Sıhhiye, İktisat, Ziraat, Nafıa ve Muaveneti İçtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi vilâyet şûralarının salâhiyeti dâhilindedir.

Madde 12.- (Özgün hali) Vilâyet şûraları vilâyetler halkınca müntahap âzadan mürekkeptir. Vilâyet şûralarının içtima devresi iki senedir. İçtima müddeti senede iki aydır.

Türk Eğitim Sen’de üye sayısını açıkladı
Türk Eğitim Sen’de üye sayısını açıkladı
İçeriği Görüntüle

Madde 13.- Vilâyet şûrası, azâsı meyanında icrâ âmiri olacak bir reis ile muhtelif şuabatı idareye memur azadan teşekkül etmek üzere bir idare heyeti intihap eder. İcra selâhiyeti daimi olan bu heyete aittir.
Madde 14.- Vilâyete Büyük Millet Meclisinin vekili ve mümessili olmak üzere vali bulunur. Vali, Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından tâyin olunup vazifesi devletin umumi ve müşterek
vazaifini rüyet etmektir. Vali yalnız devletin umumi vazaifiyle mahallî vazaif arasında tearuz vukuunda müdahale eder.

Buradan anlaşılacağı üzere maddelerin içeriği yerel yönetimlerin oluşumu, vazifeleri ve muhtariyetiyle ilgilidir. Yerel yönetimler reformu gündeme geldikçe bu konuların bir kısmı tartışmaların içeriğini oluşturmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki 1921 Anayasası’nda yer alan bu maddeler aynı anda yürürlükte olan 1876 Anayasa’sından, daha önce çıkarılan 1864 ve 1871 Vilayet Nizamnamelerinden kaynağını almaktadır.[5] Kaldı ki 1921 Anayasası’nda yer alan bu maddeler o günün şartlarında uygulama imkanı da bulamamıştır.[6] Anayasa tarihimizde yerel yönetimlere ve yerinden yönetim ilkesine en geniş şekilde yer veren maddeler olduğu için fesih bildirgesinde1921 Anayasa’sına gönderme yapılmasının nedeni bu olsa gerektir.

(1) Bu paragrafın ikinci cümlesinde reel sosyalizmin etkisi ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesinin benimsendiği söylenmiştir. Gerek dördüncü paragrafta “Lozan ve 1924 Anayasası” kelimelerinden sonra yer alamaması gerekse de 25.02.2025’de DEM heyetinin İmralı’dan getirdiği açıklama da reel sosyalizminin çöküşünün ifade edilmesi, aynı zamanda kültüralist çözüm taleplerinin tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamayacağının dile getirilmiştir. Bu nedenle bu iki konu belki bir başka yazının konusu olabilir.
(2) 1876 Kânûn-ı Esâsî | Anayasa Mahkemesi veya 1876 Kanun-u Esasisi TÜRK ANAYASA HUKUKU SİTESİ bağlantılarından okunabilir.
(3) Yamaç, M. (2020). Türkiye Devleti’nin İlk Anayasası 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 22(TBMM’nin 100. Yılı ve Millî İrade Özel Sayısı), 204-220. https://doi.org/10.32709/akusosbil.767804 s. 204.
(4) 1921 Anayasası | Anayasa Mahkemesi veya Microsoft Word - 1921-tek-orijinal.doc bağlantılarından okunabilir.
(5) Gençoğlu, M. (2011). 1864 ve 1871 Vilâyet Nizamnamelerine Göre Osmanlı Taşra İdaresinde Yeniden Yapılanma. Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(1), 29-50.
(6) Yamaç, M. (2020). Türkiye Devleti’nin İlk Anayasası 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 22(TBMM’nin 100. Yılı ve Millî İrade Özel Sayısı), 204-220. https://doi.org/10.32709/akusosbil.767804 s. 211.