ABB, Türk-İş’i ziyaret etti
ABB, Türk-İş’i ziyaret etti
İçeriği Görüntüle

Başkasının sözünü sahiplenmek elbette kolaydır. Bir tuşa basarsınız olur biter. Ama ona saygı duymak, emek sahibini anmak, adını anarken yüreğini de onurlandırmak insanı büyütür. Dijital dünyanın hızında izinsiz alıntılar bir anda yayılıyor. Bir paylaşımı alıntılarken, o sözün kimden olduğunu belirtmek, bir nezaket jesti değil, bir hak teslimidir. Olması gereken budur. Bazı sözler bize ait değildir. Ama onlara duyduğumuz saygı kesinlikle bize ait olmalıdır.

Sosyal medyada gezinirken bazen bir paylaşıma rastlarız. Öyle bir cümle çıkar ki karşımıza sanki kalbimizin anahtarını biz fark etmeden açıverir. Yüreğimize dokunur. Hislerimize tercüman olmuş o ince çizgiden bizi yakalar. Ama çoğu zaman o sözün kimden geldiğine bakmayız bile. Sözcükler kendi kendine doğmuş misali havadan gelmişcesine tutuveririz. Oysa cümleler sahipsiz değildir. Her sözcüğün ardında emek, yazarın parmak izi, alın teri, bilgi, birikim ve tecrübesi vardır. İşte tam da bu yüzden, alıntıyı sahibine teslim etmemek, unutkanlık olamaz. Olsa olsa hem saygısızlık hem de büyük bir kolaycılık olur. Üretmek çok kolay sanmayın. Bir fikir bazen aylarca, bir cümle bazen yıllarca doğmayı bekleyebilir. O emeği bir tuşla izinsiz almaksa saniyelik iştir. Parmak dokunuşuyla paylaş düğmesine basmak kadar kolaydır. Etrafımız fikir dünyamıza izinsiz girerek oradan paylaşım yapmaya çalışanlarla dolu. Aslında kendini kandıran, kendini aşağıya çeken, etik ilkelere dikkat etmeyen ruhsuz insanlarla.

Emeğe saygı gerçekten bu kadar zor mudur? Ne kadar çabuk kolay olanın doğru olduğunu sanan insanlardan olduk?

Başkasının emeği üzerine alkışları toplamak onurlu bir davranış mı?

Alıntının sahibini anmadan kendini ve insanları kandırmak kişiyi yüceltir mi? Üretmenin sabrı, düşünmenin cesareti, emeği sahibine saygıyla teslim etmenin olgunluğu herkese mahsus mu?

Bir alıntıyı sahibine atfederek paylaşım yapmak kimseyi küçültmediği gibi bilakis büyütür.

Çünkü başkasının emeğini yüceltme cesareti,

insanı daha saygın, daha gerçek ve daha üretken kılar. Derine götürür. Kolaycılıksa aşağı çeker. Bir cümlenin ardında koca bir ömür birikimi varken, o sözü sahibine teslim etmek bir nezaket değil vicdan ve erdem meselesidir.

Sonuç olarak emek, teşekkür beklemese de saygısızlığı asla unutmaz.

Başkasının paylaşımını izinsiz alıntılamak, kendine mal etmek kurnazlıktır. Paylaş düğmesine basarak üretim yapılamaz. Üreten beyinleri susturup, alıntı yapanı ödüllendiren, düşünmek zahmetli geldiği için, düşünenin emeğinin alıntılandığı dijital bir hayatın ortasındayız. Bir fikir üretilirken, sayısız beyin jimnastiğini, uykusuz geceleri, harcanan zamanı verilen onca emeği görmezden gelerek izinsiz sahiplenen nezaketin inceliğinden yoksun olandır.

Saygıyı sahibine teslim etmek kişinin kendine yakışanı yapmasıdır. Emeği alıntılayan, kendi vicdanındaki son ışığı da söndürendir. Sahibine atfedense hem paylaşımı hem kendini yüceltendir. İmzalı paylaşımların sahibi vardır. Emeğe saygı da izinle başlar. Sahibini yaşatılarak yapılan her paylaşım da hak ettiği isimle layığını bulur.