GÜNDEM

Hikâyesiz kitap insansız hayat gibidir

Şu hayat yolculuğunda hepimizin kendine göre bir kitabı var. Bazımızın kitabının kapağı öyle özenli ki bestseller! zannedersiniz.

Abone Ol

İçine bir bakarsınız ki bomboş. Sadece kapak var ama içerik ara ki bulasınız. Tıpkı sosyal medyada mutluluk pozu verip mutfakta makarna yiyenler misali. Yaşamadığınız hayatın kitabını yazsaydınız adını ne koyardınız?

Keşkeler ve Hayallerim olabilir mi? Belki de önsöz şöyle başlardı. Çok şey yapacaktım aslında kısmet değilmiş. Bir de sayfalar dolusu bölüm başlığı koyardınız kimbilir.

Elalem ne der diye ertelediklerim, cesaret edemediklerim, unuttuklarım, ertelediklerim, sonra bakarım dediklerim. Bölümler böyle uzayıp gider

Aslında yaşamadığımız hayatın kitabını yazmak kolaydır. Neden? Çünkü acı, hüzün, risk.

Düşmeyiz, yanmayız, kırılmayız. Ama işte bu yüzden ruhu da yoktur.

Yeni alınmış defter gibi kokar. Güzel, tertemiz, ama bomboş. Gerçek kitap kokusunda ise biraz gözyaşı, biraz kahkaha, biraz da kırık kalbin sızısı vardır. Onlar olmazsa, sayfalar sadece kağıttır. Ne hikaye ne de romandır.

İşin trajikomik kısmı da hayatı boyunca tek satır yaşamadan ölen insanlara ne demeli? Kitapları kalın, ciltleri parlak, ama içinde sadece boş sayfaların hışırtısı vardır. Bir de en komiği, kendi kitabı boş olanlar, başkasının kitabını düzenlemeye, eleştirmeye bayılır. Hatta öyle eleştirirler ki o konuda duayen sanırsınız.

Hayatın kitabı yaşanmadan yazılamaz ki.

Eğer yaşayamadığımız hayatın kitabını yazarsak okuyanlar belki ne güzel temenniler der ama sonra kitabın kapağını kapatır. Bir daha da açmaz. En kalın cildiyle bile en ince dergiden daha hafiftir.

Oysa gerçekten yaşarsak hatalarımız bile ders olur.

Acılarımız, kahkahalarımız umutlarımız, hayal kırıklıklarını, pişmanlıklarımızın hepsi kitabımızın altın sayfaları olur. İşte o zaman o incecik bir kitap bile gönüllerin kütüphanesinde cilt cilt yer eder. Çünkü yaşayan kelimeler, yazılmayan bin sayfadan daha ağırdır. Bir gün herkesin kitabı kapanacak.

Ama bazıları kapandığında bile okunmaya devam edecek. Bir gün hayat kitabınız kapandığında, kitabınız sizce hangi rafta duracak?

Yaşanmadan toz tutanların arasında mı?

Yoksa kapağı yıpranmış, sayfaları eskimiş ama ruhu ölümsüz olanların arasında mı? Hayat kitabınızı yaşamadıklarınızla mı yazacaksınız?

Yoksa yaşadıklarınızla ölümsüz mü kılacaksınız?