Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, görüşülen kanun tekliflerinin yalnızca bir yasal düzenleme olmadığını, doğa ve insan arasındaki bağın yeniden tanımlanması anlamı taşıdığını söyledi.
Taytak konuşmasında, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün yeniden yapılandırılmasının, orman ve korunan alanlara ilişkin yetki ve sorumlulukların açık biçimde belirlenmesini sağladığını ifade ederek, “Bu sayede uygulamada karşılaşılan hukuki belirsizliklerin ve benzeri sorunların önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.”

Yüntaş işçisi CHP Merkez İlçe Başkanı seçildi, maaşını halk ödüyor!
Yüntaş işçisi CHP Merkez İlçe Başkanı seçildi, maaşını halk ödüyor!
İçeriği Görüntüle

26 YILDIR ÇÖZÜM BEKLİYOR

Afyonkarahisar özelinde yaşanan bir sorunu da gündeme taşıyan Taytak, 2022 yılından itibaren yakından takip ettiği ve 26 yıldır çözüm bekleyen Ayazini Köyü sorununa dikkat çekti.
Taytak, “Afyonkarahisar İhsaniye ilçesi Ayazini köyünde 1999 yılında köy muhtarlığı tarafından 220 arsa dağıtılmıştır. Yapılan arsa dağıtımında vatandaşlarımız paralarını ödemiş, tapularının fotokopisini almıştır. Fakat o dönemde satış esnasında orman avukatı ve mühendisi bulunmadığı için kadastro işlemleri sırasında söz konusu arsalar orman vasfında kalmıştır. Üzerine bir de vatandaşlarımız ceza bedelleri ödemişlerdir. Halbuki 2/B Yasası’nın Ek 16. maddesi, yerleşim yerlerine yakın alanların orman vasfından çıkarılmasını öngörmektedir.”

BU DÜZENLEME HAYATA GEÇİRİLMELİ
Ayazini konusuna ilişkin çalışmalara başladıktan sonra Türkiye’nin birçok yerinden benzer mağduriyetleri yaşayan vatandaşların kendilerine ulaştığını belirten Taytak, “Bu konu yalnızca Afyonkarahisar ilimizi değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir konudur.”

Taytak konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bu durum, yıllardır takip edilen bir konu olup; her iki kanun teklifinde de yapılacak değişikliklerle hem ‘hukuki belirsizliğin giderilmesi’ yaklaşımı hem de yetki devri ve kurumlar arası netlik getirilmesi düzenlemeleri açısından önem taşımaktadır. Yani orman vasfında kalmış, fiilen yerleşim yeri olarak kullanılan taşınmazların hukuki statüsünün netleştirilmesi; vatandaşın haklarının korunması ve korunan alan yönetiminin etkinliği açısından kritik bir adım olacaktır. Bu tekliflerin hem doğamızı koruyan hem de vatandaşımızın mağduriyetini çözen bir düzenleme olarak hayata geçirilmesini diliyorum.” ifadelerini kullandı.