GÜNDEM

Zehirli düşünceler üzerine...

Psikolojik Danışman / Uzman Aile Danışmanı Sevda Doğan yazılarıyla bugünden itibaren medya03.com’da. Doğan’ın “Zehirli düşünceler üzerine…” başlıklı ilk yazısı şöyle:

Abone Ol

Çocukluğunda camına bir kuş konmamış çocukların yetişkin olduğunda kendilerine sunulan çerçeveleri pembeye boyalı evlerden dünyayı görmesi çok zordur. İçine gelmiş yerleşmiş, resmen ev sahibi olmuş sahte düşüncelerin yerinden edilmesi hummalı bir gayret gerektirir.

Ebeveynlerin çocukların zihinlerine farkında olmadan ektiği zehirli inanışlar çocuk büyüdükçe kök saldığı yerden kıpırdayamaz zehirli sarmaşıklara dönüşür. Bu zavallı çocuklar referans aldıkları hastalıklı düşüncelerle zehirledikleri bedenlerini fark edememek bir yana etrafına dolaştığı her canlıyı da hayatından ederler. Zihinsel yanlış inanışlarımız bedenimizde her zaman en doğru karşılığı bulur, çünkü beden zihnin buyruğu altındadır.

Hasta bir kardeşle büyütülmüş çocukların bilinçdışı suçluluğu sağlıklı olmayı bedenlerine bir türlü sığdıramaz. Her an hasta oluverecekmiş gibi annesi tarafından bakım görmek sağlıklı bir çocuğun zihnine dolaşan zehirli sarmaşığıdır. Sürekli başarılı olmaya şartlandırılmış birine sunulan aşırı imkan, aşırı ilgi ve bakım ebeveynlerin kendi yetersizlik duygularından kaynaklanabilir, bu durumun çocukta yarattığı suçluluk başarısızlık karşısında kişiyi savunmasız bırakırken başarılı olursam sevilirim gibi zehirli bir inanışa da kişiyi mahkum edebilir.

Bu çocuklar ölüm kalım savaşını kendi zihinlerinde verir. Yetişkin yaşında iyileşmek için kendine sunulan pembe dünyaları mı, yoksa zihnini esir alan zehirli sarmaşıkları mı seçeceğine bağlıdır kaderleri.

Ne zamana kadar bu döngü sürer dersen, taa ki o hastalıklı düşüncelerin ayırdına varana, bir gayretle onları oraya yerleştiren zihniyetle bağını kopararak taze düşüncelerin tohumunu ekene dek. Eskisi zahmetli, hastalıklı da olsa tanıdıktır bildiktir, yenisi başta korkulu gibi görünse de kuyuya sallanan bir ip gibi onu tutan yaralı çocuğu çekip çıkarıverir zihnin kör kuyusundan. Bu da tam olarak yetmez, o tohumu sulamak, gübrelemek, çapalamak kısaca büyümesi için o yeni düşüncelere ,yeni BEN'e bakım vermek gerekir.

Velhasıl insanın bugünkü isyanı bir kaplanın böğürüşü gibi kendi çocukluğunadır...

Psikoterapide iyi oluş, terapist ve danışanın güvenle kurduğu yakın ilişkide gizlidir. Bu iyileştirici ilişkinin zihinde açtığı yeni kanallarla sulanan zehirli sarmaşık, mis çiçekleri olan bir ağaca dönüşüverir bakarsın.