İlkel benlik (id) ile üst benliğin (süperego) bilinç dışında yaşadığı çatışmada benliğe (ego) bedel ödetme arzusu sonucu ortaya çıkan, cinsel birleşme sırasında vajinal kasların istemsiz ve tekrarlayan bir döngü şekilde kasılmasıdır. Bu kasılma o kadar şiddetli olabilir ki, vajinanın girişini tamamen kapatır ve bu eylemleri acılı veya imkansız hale getirir.
Psikanalitik kuram, 3-6 yaş döneminin en önemli gelişim görevlerinden biri olan cinsel kimliğin kazanılması sürecinde, elektra kompleksinin çözümlenememesinin vajinismusa neden olabilecek bilinçdışı korkuları ve suçluluk duygularını tetikleyebileceğini ileri sürer. Elektra kompleksi kız çocuklarının babalarına karşı cinsel bir arzu beslerken, annelerine karşı rekabet ve kıskançlık hissi geliştirme durumudur.
Buna göre vajinismus yaşayan bir kadın, babasına duyduğu bilinçdışı arzu ve bu arzuya karşı duyduğu suçluluk hissi nedeniyle, cinsel birleşmeyi bilinçdışı olarak "yasak" veya "yanlış" bir eylem olarak algılayabilir. Bu da vajina kaslarının istemsiz olarak kasılmasına yol açabilir.
Cinsel acı ve ağrıyla kendine kefaret ödeten kadın kocasına (nesne ilişkileri yoluyla babası yerine koyduğu kocasına) cinsel yasakla ceza vermiş olur.
Güzel kızım diyerek saçları okşanmamış küçük kızlar, yetişkinlikle beraber bilinçdışında ancak bekaretini koruyarak masum kalabildiği gerekçesi ile bu acı kaderi vajinismus olarak çeyiz sandıklarına kaldırırlar.
Toplumsal ve kültürel bağlamın cinsellik, bekaret ve kadın bedeni hakkındaki yanlış inanç ve beklentileri de vajinismusa kapı aralar şöyle ki;
*Kızlık (zarı) masum ve temizdir; ama kadınlık (cinsellik istemek) kötü ve kirlidir inanışı,
*İlk cinsel deneyimin ağrılı ve acılı olacağına dair bilinen yanlış inanış,
*Vajinayı kapatan kızlık zarı gibi bir engelin varlığına inanmak ve bunun vajinal birleşmeyle yırtılıp kanayacağına dair bilinen yanlış mitler. (Kızlık zarı yırtılması olarak bilinen kanama aslında, vajinal kuruluk sebebiyle vajina duvarının zorlanmasından kaynaklı bir aşınmadır)
*Biyolojik gereksinimleri yok sayarak cinsel haz duymayı kadınların değil erkeklerin hak ettiğine inanan hatalı toplumsal cinsiyet normları.
Cinsel terapi, partnerleri yanlış bilinen toplumsal normların dışına çıkararak sağlıklı ve mutlu bir cinselliğin aslında tüm yaşamı kapsayacak, tanrının insanlara armağan olarak sunduğu biyolojik bir gereksinim olduğunu anlamaya davet eder. Bekaret arayana esas bekaret ölçütü ilk gece kanaması değil; ruhsal, bedensel ve zihinsel bütünlüğünü birbirleriyle paylaşan anlamlı bir yaşama ortak olmaktır.