GÜNDEM

Sevgiyi anneden, güveni babadan alırız!

medya03.com’da Rasime Fedakar’ın hazırlayıp sunduğu ‘Sözün Özü’ programının konuğu olan Afyonkarahisar Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Psikolojik Danışman ve Uzman Aile Danışmanı Sevda Doğan, “Biz ilişkilerimize farkında olmadan anne-babamızla gördüğümüz, kardeşlerimizle birlikteyken yaşadığımız o ilişki ağını modelleriz. İlişkilerimizi de böyle kurarız. Sevgiyi anneden görürüz ve alırız, güveni babadan alırız.” dedi.

Abone Ol

Afyonkarahisar Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Psikolojik Danışman ve Uzman Aile Danışmanı Sevda Doğan medya03.com’da Rasime Fedakar’ın hazırlayıp sunduğu ‘Sözün Özü’ programının konuğu oldu.

FREUD, BİLİNCİ BİR BUZ DAĞINA BENZETMİŞ

“Eş, arkadaş, flört seçimini biz bilinç dışı süreçlerimizle yaparız.” diyen Doğan bilinç dışı süreçlerle ilgili şunları söyledi:

“Karşılanmayan bazı temel ihtiyaçlarımızı bilinç dışı süreçler yoluyla telafi ederiz. Freud, bilinci bir buz dağına benzetmiştir. En üstte bilincin görünen kısmı süper ego olarak adlandırılır. Daha toplumsal, daha karar verdiğimiz, daha hakim gibi yargılayan kısımdır. Bilinç dışı da ego ve süper ego olarak ayırmıştır. Bilinç dışında id, ego ve süper ego diye bilinci ayırmıştır. Bilinç dışında da id ve derin ego vardır. Daha çok dürtülerimiz burada devreye girer. Ego’da bu ikisi arasındaki dengeyi sağlar. Aslında bizler terapi seanslarımızda psiko eğitim veririz danışanlarımıza. Nasıl karar verdiklerini, neden öyle davrandıkları, yanlış davranış biçimlerinin neden öyle aktığını anlayabilmeleri adına bunu öğretmenin önemli olduğunu düşünürüz. Tüm davranışlarımız, aldığımız kararlar, seçimlerimiz bunların hepsi bilinç dışı süreçlerimiz sebebiyledir.”

ANADOLU AĞLAYAN ANALARLA DOLUDUR

“Evliliklerden söz edeceğiz.” diyen Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Evleneceğimiz kişiyi seçerken çiftleri gözlemleriz. Neden onu seçti? Neden onunla evlendi? Hiç kimse kara karışına, kara gözüne aslına aşık olduğu için evlenmez. Bazı temel ihtiyaçlarını karşılamak, iyileşebilmek, kendini onarabilmek için . Çünkü her insan yaralıdır. Anne karnı bizim yarı tanrı olarak yaşadığımız yerdir. Orada hiçbir şekilde ihtiyaçlarımız karşılıksız kalmaz. Orada kesinlikle problem yaşamayız. Orası çok müthiş bir ortamdır, ılık bir ortamdır. Doğumla birlikte anne karnından gitmiş olmak, anneyi terk etmiş olmak, annenin bizi bırakmış olması başlı başına bir travma sebebidir. İnsanların da hayatta kalması için bazı yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.

Biz ilişkilerimize farkında olmadan bilinç dışı süreçlerimizle anne-babamızla gördüğümüz, onlarla ve kardeşlerimizle birlikteyken yaşadığımız o ilişki ağını modelleriz. İlişkilerimizi de böyle kurarız. Sevgiyi anneden görürüz ve alırız, güveni babadan alırız. Eğer depresyonda bir baba ise; eve çok gelmeyen, duygusal anlamda da ailesini bu durumda yoksun bırakan bireylerin çocukları değer görmedikleri, sevgi görmedikleri için yeni yakın ilişkilerinde bunu ararlar.

Annesinin sevmediğini hiç kimse sevemez, babasının güven vermediğini hiç kimse güven telkin edemez. İlişkilerde yaşanan problemler hep buralardan kaynaklanır. Anne babalar çocuklarına nasıl muamele ederlerse onlar o şekilde hayatlarını sürdürürler. Anadolumuz ağlayan analarla doludur. Eşinden ilgi göremeyen bir kadın, çocuğunu eş yerine koyup aslında onun yeni ilişkiler geliştirmesini engelleyebilir. Ama bunu farketmeden yapıyor. Çoğu kadın eşlerinden ilgi görmeyi bekliyor, ancak onların gösterdiği yakın ilgiyi kabul edemiyor. İşte buralarda çok önemli dinamikler yatıyor.”

ALDATMANIN KENDİSİ AHLAKİ OLMAYAN BİR DAVRANIŞTIR

“Hiç kimse aldatılmak, aldatmakta istemez.” diyen Doğan aldatma ve aldatılmayla ilgili şunları söyledi: “Bu toplum tarafından kabul görmeyen, hoş karşılanmayan bir davranış. Özellikle evli ise, evlilik ilişkisinde çocukları varsa hiç kimsenin istemeyeceği bir şey. Ancak insanlar bunu alışkanlık haline getirmiş, defalarca eşini aldatan insanları söylemiyorum, bu kesinlikle ahlaksızlık olarak değerlendiriyorum. Aldatmanın kendisi de ahlaki olmayan bir davranıştır. Ancak aldatmanın temelleri nedir bunu anlamakta fayda var. Yakınlık kurmak kimileri göre tehdit edici oluyor. Annesinden görmediği yakınlığı eşinden kabul edemiyor. Annesinin sevmediğini bir başkası maalesef sevemiyor. Sevse bile o kişiler kabul etmiyorlar. Sevgiden uzak bir anneyle büyümek çoğu için tehdit edici bir ilişki olarak algılanıyor.

Erkek ve kadın eşit sorumluluk almalı. Bir tahterevallinin iki ucundaki gibi. Biri sürekli küsen, talep eden, ilgi bekleyen, diğeri hep seven, sayan onun üzerine titreyen olmamalı. Denklik yetişkin yetişkine kurulan ilişkide gizlidir. Böyle olmadığında aldatmalar ortaya çıkar. Eşini babası yerine koymuş bir insan onunla hem sağlıklı olarak iletişim kuramıyor, hem cinsel yaşantıları da kötüye gidiyor.” dedi.

Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=JJSLxbC6lQA