GÜNDEM

Para her zaman bulunur ama doğayı eski haline getiremezsiniz!

medya03’de Gazeteci-Sunucu Kadir Kaplan’ın konuğu akademisyen, sosyolog Hüseyin Tutumlu oldu. Taşoluk Beldesi’nde açılması planlanan kil madenine bölge halkının itirazlarını değerlendirenTutumlu, “Para her zaman bulunur. Para her yerden kazanılır ama doğayı tekrar eski haline dönüştüremezsiniz, döndüremezsiniz. İnsanın bugüne kadar ürettiği teknoloji buna yetmiyor.” dedi.

Abone Ol

Moderatörlüğünü Kadir Kaplan’ın yaptığı programın konuğu olan akademisyen ve sosyolog Hüseyin Tutumlu, geçtiğimiz günlerde iptal edilen CHP Merkez İlçe delege seçimleri, ilimizde ilk kez düzenlenecek olan 1. Afyonkarahisar Uluslararası Mermer Heykel Sempozyumu, Taşoluk beldesinde açılması planlanan kil madenine karşı bölge halkının gösterdiği direniş ve Zafer Haftası kutlamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

CHP’DE KAVGA GÖRÜNTÜLERİ SIKLIKLI GÖRÜLÜYOR

“Cumhuriyet Halk Partisi kongrelerinde bu tarz görüntüler sıklıkla görülebiliyor.” diyen Tutumlu şunları söyledi: “Hatta kongre dönemi olmayan zamanlarda da Yönetim Kurulu, Merkez İlçe veya İl Gençlik Kolları gibi farklı yönetim kademeleri arasında da benzer zaman zaman fiziki temasa kadar varabilen sorunlar yaşanabiliyor. Beni asıl rahatsız eden şu: Cumhuriyet Halk Partisi, kendisini cumhuriyetle eşleştiren, cumhuriyetin kadınlara kazandırdığı hakların savunuculuğunu, şampiyonluğunu yapan bir siyasi parti olmasına rağmen Cumhuriyet Halk Partisinde siyaset yapan kadınların zaman zaman benzer durumlara, muamelelere maruz kaldığını görebiliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda sanıyorum Tıp hekimiydi, yine parti yöneticisiydi. Partiden veya yöneticilikten istifa etti, mahkemeye de müracaat etti diye hatırlıyorum. Bir iftira ve zorlama vesaire bir şeyler vardı.”

CHP İL BAŞKANI OLAYI KÜÇÜK GÖSTEREREK BİR ANLAMDA MEŞRULAŞTIRIYOR

Yaşanan olayları Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanının küçük bir sorun gibi göstermeye çalışarak bir anlamda olayları meşrulaştırdığını ifade eden Tutumlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada merkez ilçe başkanı bir hanımefendinin üzerine yürümeleri, bunlar rahatsız edici. Tabii bir erkeğe de yapılmaması gerekir. Onun ötesinde bir kadına yönelik, özellikle fiziki saldırı veya saldırı hazırlığında bulunmak insanları rahatsız eder. Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı bunu ufak tefek sorunlar gibi, her ne kadar küçük bir sorun gibi göstermeye çalışsa dahi en azından fikri ayrılıkların veya yönetici seçimlerindeki ayrılıkların çözüm metodu olarak şiddet veya şiddeti andıran olayları bir anlamda meşrulaştırmış oluyor. Bunları eğer küçük sorun derseniz, yarın oluşabilecek şiddet veya şiddete yakın eylemleri de küçültmüş olursunuz. Bunların hepsine son derece sert bir biçimde parti yönetiminin karşılık vermesi gerekir. Merkez İlçe Başkanı Büşra hanımın da üzerine gidenler kimlerse partinin disiplin mekanizması hemen işletilmeli ancak böyle önüne geçebilirler.”

DEMOKRASİ ÖĞRENİLEBİLEN BİR OLGUDUR

Yaşanan örneklerin Türkiye’de hala demokrasiyi yeterince öğrenemediğimizin bir göstergesi olduğunu ifade eden Tutumlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de şunu ihmal etmemek lazım. Sadece siyasi partilerde değil, en küçük derneklerde dahi kongreler yapılırken bir sürü ayak oyununa müracaat edilir. Hazirun listeleri ilan edildiğinde saklanır, hiç kimsenin haberi olmadan baskın seçimler, kongreler yapılır. Türkiye'de maalesef hâlâ literatürde yer aldığı anlamda bir sivil toplum kuruluşu anlayışı yerleşmemiştir. Dolayısıyla bunun yansımalarını siyasi partilerde veya siyasi partilerde gördüklerimizin yansımalarını da derneklerde, odalarda görebiliyoruz. Demokrasi öğrenilebilen bir olgudur. Bu tarz örnekler hâlâ demokrasiyi yeterince öğrenemediğimizin de bir göstergesidir.”

İNŞALLAH GÜZEL ŞEYLER ÇIKAR

Afyonkarahisar’da ilk kez düzenlenecek olan 1. Afyonkarahisar Uluslararası Mermer Heykel Sempozyumuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tutumlu, “Siyasallaşma Türkiye'de çok uzun süredir var. Sadece bu AK Parti dönemine has bir şey değil. Ondan önce de vardı. Biz toplum olarak uçlarda yaşamayı ve uçlarda tartışmayı seviyoruz. Siyasi parti ve futbol takımı taraftarlığımızda aşırıya gidebiliyoruz. Bu heykelle ilgili sempozyumu bir başka siyasi parti yapsaydı, bu sefer o siyasi partinin taraftarları bunu överken veya savunurken Cumhuriyet Halk Partililer eleştirebilirlerdi. Konuya, yapılan icraat çerçevesinde bakmak lazım. Özellikle objenin hammaddesi olarak Afyon mermeri kullanıldığından dolayı takdire değer, Afyon mermerinin kullanılması önemlidir. Heykel, sadece illa bir tasvir yapmak zorunda değildir. Orada çıkacak eserleri bilmiyoruz, birçok eser çıkacaktır ve bu tip şeyler sosyal donatılarda, özellikle şehir estetiği açısından önemlidir. Şehrin güzelliği açısından güzelleştirilmesi açısından önemlidir. Onun için bu yapılan şeyi eleştirmek yerine inşallah oradan güzel eserler çıkar. O güzel eserler şehrin farklı yerlerinde, otellerde sergileme imkanı bulur.”

AFYON’DA ÖYKÜ YARIŞMASI YAPILABİLİR

“Mesela halk oyunları yarışması düzenlenecekmiş. Ben onu da çok önemsiyorum.” diyen Tutumlu, “Buda çok güzel bir şey. Şehrimizde böyle şeylerin sayısı artsın. Bu şehrin kültür hayatına bir katkıdır. Kültür hayatının zenginleşmesidir. Afyonkarahisar'ın sanata, edebiyata, folklora, kültüre verdiği önem görülür.

Keşke Zafer Haftasından çok önce olabilirdi, artık gecikti bir öykü yarışması yapılabilirdi. Şiir yarışmaları çok sık yapılıyor, nedense Türkiye'de öykü yarışmaları pek yapılmıyor. Öykü yarışması yapılabilirdi. Bir marş yarışması yapılabilirdi. Bunların illa ulusal düzeyde etki etmesi, ulusal düzeyde ses getirmesi falan da gerekli değildir. Bir de bizim böyle bir sıkıntımız var. Bir şey yaptığımız zaman illa ulusal düzeyde ses getirecek. Hayır, buradaki insanların ondan faydalanması buradaki insanlar üzerinde etkide bulunması da yeterlidir. Buradaki insanların hayatını güzelleştirecek. Veya O’na bir değer katacak şeylerin yapılması şehrin genel halisi açısından önemlidir. Bunların yapılması eksik olduğu için tabii üretecek sonuçları da bilemiyoruz. Üreteceği sonuçları da bilinmediği için de insanların çoğu sonuçlar üzerinden düşünmeye alışkanlık edindiği için ancak o zaman görebilecek. Maalesef henüz olmamış bir şeyi dahi kıyasıya eleştirmeyi bir marifet zannediyoruz. Görelim, güzel şeyler çıkar inşallah diye bekleyelim. Mutlaka güzel şeyler çıkacaktır. Bir de sanat dediğimiz şey daha öznel bir şeydir. Yani sizin hoşunuza gitmeyebilir, başkasının hoşuna gidebilir. Dolayısıyla hoşuna giden insanlar oldukça o insanlara da hizmet götürmek gereklidir.”

PARA HER YERDEN KAZANILIR AMA DOĞAYI TEKRAR ESKİ HALİNE DÖNDÜREMEZSİNİZ

Taşoluk beldesinde açılması planlanan kil madenine karşı bölge halkının direnişini değerlendiren Tutumlu şunları söyledi:

“Sadece o bölgede değil diğer bölgelerde de madencilik faaliyeti gösterilirken, özellikle yakınında yerleşim yeri bulunuyorsa ve onlar bu madencilik faaliyetinden rutin hayatları açısından olumsuz etkileneceklerse, bu madencilik faaliyetinin orada yapılmaması her zaman daha tercih edilir olmalıdır. İkinci olarak bu çevre etki değerlendirme ÇED raporlarının gerekliliği-gereksizliği konusunda bir yasal düzenleme yapıldı. Bazı süreçlerde gerekli olmayacak denildi. Hayır, kesinlikle hepsinde gerekli olmalı. ÇED raporları bırakın madencilik faaliyetlerinde baraj-gölet yapımlarında dahi istenmeli.”

GÖLETLETLERDE MÜTHİŞ BİR BUHARLAŞMA OLUYOR

“Türkiye su fakirliğinin sınırında olan bir ülkedir.” diyen Tutumlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Açık sulama kanalları Türkiye'de yaygınlaştırılmaya çalışılıyordu. Bunlar çok zararlıdır, çünkü bunlar yoğun buharlaşmaya, dolayısıyla su kaybına neden oluyorlar. Bu alanda bilimsel çalışma yapanlar bunu anlatıyorlardı.

Bu gün göletler yapıyoruz. Bu göletlerde müthiş bir buharlaşma oluyor. Özellikle yazın sıcak aylarda. Dolayısıyla belirli bir istikamette akan suyun önüne siz bir gölet veya baraj inşaatı yaptığınız anda o aşağıya giden sulara mani oluyorsunuz. Sadece bu göletlerin yapıldığı yerlerde, devamında suyla beslenen yerler değil daha gerisinde dahi. Anadolu insanı pınar der, kendi cazibesiyle yeryüzüne çıkan su. Onların bile kesildiği, kapandığı görülüyor. Dolayısıyla sizin doğaya yapacağınız her müdahale bir sonuç üretiyor ve bu sonuç insanların, insanlığın hayrına olmayabiliyor. Dolayısıyla maden işletmesi olabilir, baraj-gölet olabilir. Bunların tamamında çevre etki değerlendirme raporları çıkartılmalıdır. Objektif bir biçimde değerlendirilmelidir, insan hayatına, ekolojik dengeye ne tür etkilerde bulunduğu tespit edilmelidir ve O’na göre karar verilmelidir. Para her zaman bulunur. Para her yerden kazanılır ama doğayı tekrar eski haline dönüştüremezsiniz, döndüremezsiniz. Ona insanın bugüne kadar ürettiği teknoloji yetmiyor.”

EKOLOJİK DENGEYE MÜDAHALE ETMEK İNSANLIĞIN SONUNU GETİREBİLİR

Ekolojik dengeye müdahale yapay zeka kadar önemlidir diyen Tutumlu şunları söyledi: “Biz son aylarda ağırlıklı olarak yapay zekayı konuşuyoruz. Yapay zekayla geliştirdiğimiz yazılımla veya teknolojiyle, Homomade robotları yakın gelecekte kendimize tehdit olarak görüyoruz. Bildiğimiz, var olan toplumsal düzeni değiştirecek, belki de insanlığın sonunu getirecek diyoruz. Bundan endişe ediyoruz. Bunu sürekli tartışıyoruz. En az bu kadar önemlidir ekolojik dengeye müdahale etmek. İnsanlığın sonunu getirebilecek bir şeydir ve pandemi döneminde de gördük. İnsan doğaya saygılı olsa ne ozon deliği, ne denizlerde kirlenme, ne sularda kirlenme kalıyor. Biz doğaya müdahale ettiğimiz zaman aslında kendi geleceğimizi bizden sonra gelecek nesillerin geleceğini de tehdit altına sokuyoruz.

Dolayısıyla sadece buna kil madeni olarak bakmamak lazım. Orada yaşayan insanların sağlığı, yapılan üretimin niteliğinde oluşabilecek değişiklikler gibi birçok alanda değerlendirme yapılmalı ve bu değerlendirmeler neticesinde ekolojik denge çok olumsuz etkilenecek ise orada yaşayan insanların normal düzenleri, sağlıkları etkilenecek, şu anda var olan üretim etkilenecekse olmaması her zaman daha hayırlıdır.”

TAŞOLUK HALKINI TEBRİK ETMEK GEREKİYOR

“Uşak'ta mevcut su kesintilerinin nedeninin oradaki altın madeninin yüksek miktarlarda su kullanımına bağlıyorlar.” diyen Tutumlu, “Demek ki altın dahi üretseniz insandan daha kıymetli değil, insanları susuz bırakma ihtimaliniz var. Maddi, ekonomik değeri olan her şeyi bir başkasıyla yer değiştirebilirsiniz. Yani, kil madeni işletmezsiniz yazılım yaparsınız çok daha fazla katma değeri yüksek ülkeye gelir oluşturursunuz. Dolayısıyla ekolojik denge önemlidir, insan hayatı önemlidir. Orada da Taşoluk halkını bu açıdan tebrik etmek gerekiyor. Kendi doğal yaşam alanlarına müdahale edilmesine müsaade etmedikleri için. Ama onlar da doğadaki, doğal yaşama kendileri müdahale ederken dikkatli olsunlar. Maalesef kendisine dokunduğu zaman hassas olan insanlar, kendileri yaparken o kadar hassas olmayabiliyorlar.”

Son olarak Büyük Taarruz Zaferi’nin 103. yılı kutlamalarıyla ilgili değerlendirmeler yapan Tutumlu, “Zafer haftası etkinlikleri her yıl da Afyon'da bir önceki yıldan daha coşkulu kutlanıyor. Önceden en büyük eleştiri, halkın kutlamalara yeterince iştirakinin sağlanmadığı, resmi protokol havasında geçtiği yönündeydi. Bu gittikçe azalıyor. Bizim bu topraklarda büyük taarruzun ilk emrinin verildiği topraklarda bunu en coşkulu biçimde kutlamamız gerekir.” dedi.

Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

https://youtu.be/Elc_l5PwGEo