Moderatörlüğünü Kadir Kaplan’ın yaptığı ‘Filistin’in konuşulduğu programın konuğu olan AKÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Mustafa Güler Filistin ve Kudüs’le ilgili bilgiler verdi.
Prof.Dr.Mustafa Güler, “İsrail kendi iç kamuoyunu yaptığı katliama, soykırıma ikna edebilmek için Hazreti Musa’ya indirilen Muharref Tevrat'taki fakat sonraki tarihi süreçte Babillilerin istilasıyla ortadan kalkan (Babiller malum Kudüs'ü işgal ettiklerinde Yahudi Devletini yıkıp Kudüs'ü işgal ettiklerinden) Tevrat nüshalarını alıp götürüyorlar ve Fırat nehrine attıkları söylenir. Bu süreçten sonra kendi oluşturdukları Muharref Tevrat nüshalarındaki hâşâ Cenabı Hakk'ın emri gibi, onlara göre Tanrının emri gibi ifade ettikleri Amelek kavminin baki yerleri olarak kabul ediyorlar Filistinlileri.”
YAHUDİLER AMELEK İFADESİNİ NEDEN KULLANIYOR?
Yahudilerin Amelek ifadesini neden kullandıklarını açıklayan Prof.Dr.Mustafa Güler şunları söyledi: “Bugünkü Filistin'de yaşayan ve İsrail'in mücadele ettiği Arapların kökeni büyük oranda Arap. Orijinal Arap dediğimiz Yemenli, Hadramutlu, Hicazlı orijinal Araplar dediğimiz Araplar, Badi Arapları dediğimiz veyahut da yine orijinal tabiri Araplaşmış Hazreti İsmail'in torunları ve Yahudilerle amca çocukları olan şimdi burada da enteresan bir şey çıkıyor. Arapların bir kısmı bugünkü Filistin'de yaşayan ve Kudüs çevresinde yaşayan Arapların bir çoğu hicaz kökenli. Hicazlıların büyük oranda da büyük dedesi Hazreti İsmail. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemle akraba onlar. Aynı soydan geliyor. Hazreti İsmail Hazreti İbrahim büyük oğlu. Yahudilerin büyük atası hazreti İsak’ta Hazreti ibrahim'in küçük oğlu, amca çocukları. Tabii bunu anlatsalar büyük sıkıntı yaşayacaklar. O yüzden o Muharref Tevrat'ta geçen Amelek ifadesini kullanıyorlar. İşin özeti şu: Bugünkü Filistin'de yaşayan nüfusun kahir bir ekseriyeti Araplardan oluşur. Bu Arapların da 3 tane kaynağı var. Bir: Araba harbi dediğimiz kadim Araplar. İki: Araba müsta'ribe dediğimiz Hz. İsmail'den sonra hicaz ve bölgesinde çoğalan Araplar. Üçüncüsü: Badi Arapları dediğimiz Bedevileri iskan eden Bedevilerden oluşuyor.”
KUDÜS DİNİ AÇIDAN ÖNEMLİ
Kudüs’ün önemini anlatan Prof.Dr.Mustafa Güler sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Burası malum bugünkü Türkiye coğrafyasında olduğu gibi önemli bir bölge. Türkiye Jeostratejik, jeopolitik olarak önemli. Burası da dini açıdan önemli. Çünkü Kudüs var burada. Kudüs'ün kutsallaşmasından sonra ve özellikle Hristiyan hakimiyetine girip Hıristiyanların Kudüs'te eserler ortaya çıkarmasından sonra öncelikli olarak miladi 300’lü yıllardan itibaren 600’lü yıllara kadar Hristiyanlar, 600’lü yıllardan sonra da 1918’e kadar da Müslümanlar için Kudüs cazip bir yerleşim merkezidir.
Dolayısıyla bugün Kudüs ve Filistin bölgesinde yaşayanların etnik unsurlarına baktığınızda Araplar dışında Türkler var. Hatırı sayılır bir Türk nüfusu var Kudüs'te. Türkçe konuşmuyorlar ama Türk olduklarını biliyorlar. Arap bunlar, çünkü buradan değişik vesilelerle kutsallık, görevleri vesilesiyle, başka sebeplerle gidip orada yaşayan aileler var ve bunların aileleri ya da ailenin nispetleri ya da yerleşik nispetleri hep Anadolu'ya, Balkanlar'a ve Arnavut kökenli aileler var. Balkan, Arnavut, Boşnak kökenli aileler var. Bizim Orta Asya Türk kökenli aileler var. Dediğimiz gibi Anadolu kökenli aileler var. Türkler var, orada Kürtler var haliyle belli bir Kürt nüfusu da var. Aynı gerekçelerle orada yetişmiş, yerleşmiş Çerkezler var. Avrupalı kavimler, Ermeniler, Latinler, dini saiklerle oraya gelen kadim Yahudiler de var.”
MÜSLÜMANLARIN YAHUDİLERLE PROBLEMİ OLMADI
Müslümanların, Yahudilere düşman olmaları noktasında herhangi bir şey yapmadığını, sadece onlara sağladıkları iyiliklerin olduğunu ifade eden Prof.Dr.Mustafa Güler, “Şöyle bir şey yok, ne Filistin'de, ne Kudüs'te Amelelikler yok. Zaten Amelekliler Tevrat'ta geçen bir ifade. Kim bunlar belli değil. Yahudi teorisinden gelen ve saldırın öldürün dediği kişiler bu kişiler değil. Bir başka yönü Müslümanları veya Hristiyanları ele alırsanız, tarih boyunca özellikle Müslümanların Yahudilerle herhangi bir problemi olmadı ki! Yahudilerin bu anlamda düşman olmaları noktasında herhangi bir şey yapmadılar. Şunun için söylemiyorum, Yahudilerden aman dilediğimiz, merhamet beklediğimiz için değil. Onların tarihi anlamda Tevratta geçen ifade dışında Müslümanlara düşman olmasını gerektirecek bir zihni arka planı, bilgi arka planı yok. Bu arka planı ortaya koysalar aslında tamamen Müslümanların onlara sağladıkları iyilikler var.”
BU SAPKIN ANLAYIŞ KARŞILIĞINI MUTLAKA BULACAK
“Bu hastalıklı anlayış, Hitler soykırım uyguladı diye Dünyaya propaganda ediyor.” diyen Prof.Dr.Mustafa Güler sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi aynı hastalıklı anlayışa kendileri de sahipler. Kendilerinden başka üstün insan yok. Kendilerinden başka insan yok. Herkes onlara hizmet edecek. O malum bir Nazi anlayışıydı ve dünya bunu reddetti. Şimdi bunlar tekrar servis ediyorlar. Ha iyi ki de ediyorlar, etsinler, devam etsinler. Zaten dünya bunu reddetti, bunlardan da nefret ediyor. Nasıl geçmişte Nazileri nerelerden, nerelerden buldular? Ben hiç unutmuyorum. Avusturya'nın Cumhurbaşkanının bir Nazi subayı olduğunu buldular. Adamı Cumhurbaşkanlığından indirip hapse attılar. Bugünlerde çok uzak değil, bunlar da yaşanacak görülecek. Yani bu sapkın anlayış insanlığın kahir bir ekseriyetine düşman anlayış tarihte olduğu gibi bugün de karşılığını mutlaka bulacak.” ifadelerini kullandı.
Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=8bprosVx48k&t=9s