İSCEHİSAR’A BİR ÖZÜR BORCUMUZ VAR

Afyonkarahisar İscehisar ilçesinde Demokrat Parti 12. İlçe kongresi düzenlendi.  Demokrat Parti İscehisar İlçe Başkanı Yıldırım Mercan tek aday olarak seçime gitti.  Mercan’ın güven tazelediği kongrede Divan kuruluna İhsaniye İlçe başkanı Kemal Çakır, Şuhut eski belediye başkanı Nuri Oynağanlı ve Merkez ilçe başkanı Mahmut Tosun seçildi.

Kongrede ilk konuşmayı İlçe Başkanı Yıldırım Mercan yaptı. “Türkiye’yi anlayan ve merkez sağın tek adresidir Demokrat Parti” diyen Mercan şunları söyledi: “Derdi millet, derdi memleket olan cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkan Türkiye’yi anlayan ve merkez sağın tek adresidir Demokrat Parti. Demokrasidir Demokrat Parti. Haktır Demokrat Parti. Hukuktur, adalettir Demokrat Parti. Demokrat Parti darağacına giderken bile memleketim diyen Menderes’in partisidir. Bu demokrasi yolcuğunda şehitler vermiş başta başvekilimiz Adnan Menderes; bakanlarımız Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan’ı rahmet, minnet özlemle anıyorum.

Bu büyük dava adamları hiçbir zaman davalarından vazgeçmediler, davalarını satmadılar. Selam olsun davasına sahip çıkan siz değerli Demokrat Partililer. Göreve geldiğimiz günden itibaren benim ve dava arkadaşlarımın yanında olan, bizleri bu kutsal davanın çatısı altında toplayan Genel Başkanım Sn. Gültekin Uysal beyefendiye sizlerin huzurunda şükranlarımı sunuyorum” dedi.

TÜRK SİYASETİNİN GELECEĞİ 6’LI MASADIR

“Ülkenin olmazsa olmazı, umudu 6’lı masadır. Afyon’un gururu, Türk siyasetinin geleceği Gültekin Uysal’ın 6’lı masada olmasının onurunu ve gururunu taşıyoruz” diyen Demokrat Parti İl Başkanı Hikmet Bülbül’de genel kurulda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Kıymetli Demokratlar İscehisar olarak dün sayın genel başkanımızın yanında oldunuz, yarında yanında olacağınızın inancını taşıyoruz. Ülkenin olmazsa olmazı, umudu 6’lı masadır. Afyon’un gururu, Türk siyasetinin geleceği Gültekin Uysal’ın 6’lı masada olmasının onurunu ve gururunu taşıyoruz. Öyle bir evlat yetiştirdiniz ki bugüne kadar hiçbir şekilde makamla, parayla, pulla kandırılmamıştır. Güzel bir söz var bir elime ayı bir elime de güneşi verseniz asla davamdan vazgeçmem diyen Peygamber’in ümmeti olarak davasından vazgeçmeyen Gültekin Uysal’la ne kadar övünsek azdır.

Demokrat Parti olarak darbelere muhatap olduk ama her dönemde demokrasi diyen önce memleket diyen ve Türkiye’yi kucaklayan Demokrat Parti ‘’Yeter, söz milletin’’ diyor.

İnsanların yargıdan, hukuktan emin olduğu, demokrasinin kurum ve kurallarına kavuşacağı günler yakındır” dedi.

BU ÜLKENİN PROBLEMİ İMKAN YOKLUĞUDUR

Demokrat Parti Genel Başkanı hemşehrimiz Gültekin Uysal, “Biz bu ülkenin büyüklüğünün farkındayız. Bu ülkenin problemi imkân yokluğudur ve kaynak yokluğudur” diyerek genel kurulda şu konuşmayı yaptı: “Siyasi mücadelenin içerisinde farklı farklı devirleri yaşayarak geliyoruz. İscehisar’da kendi siyasi çizgisi içerisinde bu şuurla her daim kendi iradesini koymuştur. Bu açıdan ben kürsüden kendi hemşerilerime, içinden doğup, büyüyüp çıktığımız, kendi insanlarımıza karşı bir mesuliyetle her daim adımlarımızı attık. Yüzlerinizi kara çıkarmamak adına bu mücadeleyi, bu bayrağı taşımaya gayret gösterdik. Allah bizleri mahcup etmesin.

Nereden geldiğimizi biliyoruz. Nereye gitmek istediğimizi de biliyoruz. Bilmeyenlere inat bu ülkenin dününü yok sayanların, yarını sağlam bir limana çekebilme imkânı yok, götürebilme imkânı yok. Bunu da biliyoruz.

Bugün 20 yıllık bir zaman dilimi içerisinde, Türk milletinin hiçbir mazeret bırakmayacak şekilde kendilerine yetki, zaman, bütçe, imkân vermiş olmasına rağmen hala mazeret diyerek suçu başka yerlerde aramalarına da ne akıl ölçüsüyle ne de vicdan ölçüsüyle bir manasının olmadığını bu vesileyle belirtmek isterim.

Biz bu ülkenin büyüklüğünün farkındayız. Bu ülkenin problemi imkân yokluğudur ve kaynak yokluğudur. Bugün Türkiye’nin dışarıdan ve içerden baktığınızda istikametini kaybetmiş bir görüntü vermesinin, soğuk savaşın akabinde artçı sarsıntıların sonuna geldiğimiz böyle bir dönemde yeni yeni güç merkezleri yükselirken, yeni yeni ittifaklar yükselirken bu büyük ülkenin de kendi büyüklüğüne denk, kendi kudret kapasitesine denk bir siyasi akılla buluşamamasının bedelini ödediği kanaatindeyiz. O büyüklüğe denk siyasi akılla ne zaman buluşmuş, ne zaman kadroları, lider kadrolar parlamış bu ülkenin tarihinde de büyük sıçrama hamlelerinin yapıldığı dönemlerdir. İşte bulunduğumuz bu tarihi eşikte bir büyük muhasebe kavşağına yaklaşıyoruz. Her insanımız, her bir vatandaşımız neye inanıyorsa ama akıl ve vicdan ölçüsüyle bütün bunları değerlendirmek durumunda. Olmaz denilen her şeyin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu büyük ülkenin varlığının sebebi olan her şehidin tartışıldığı bir dönemdeyiz. İşte Cumhuriyetin 100. Yılını idrak ediyoruz. 100. Yılın eşiğindeyiz. Bu muhasebeyi yaptığımızda bu devletin her türlü imkânından yararlananlar büyük ülkenin geçmişini yok sayarak birde üstüne hakaretlerle buradan bir çıkış yolu düşünmektedirler. Oysa bu tarihi mecra içerisinde olgunlaşa olgunlaşa, büyüye büyüye bir imparatorluk bakiyesi olarak ulus devlet ulus millet fikrini bayraklaştırmış ve bundan bin asır evvel bulunduğu coğrafya da olumlu bir şekilde ayrışmış, kendi insanlarına hukuk sunabilen, refah sunabilen, güvenlik sunabilen bir ülke olarak yarınlara taşıma mücadelesi varken, Türkiye hiçbir şekilde değiştirip, dönüştüremeyeceği dünün kavgası üzerinden siyasi alanı domine etmeye çalışıyor.

İşte bizim iddiamız hiçbir şekilde değiştirmeyeceğimiz dünün üzerinden değil, ama her şekilde değiştirip dönüştürebileceğimiz yarınlarımızı kuşatabileceğimiz insanımızın gerçek gündemi üzerinden bir siyaset yapmayı her daim kendimize yol ve yöntem olarak benimsedik.

Bugünde sesini yükseltenlere karşı her daim sözümüzü yükseltmeyi tercih ettik. İşte böyle bir tarihi kavşakta elbette Afyonumuzda da, İscehisar’ımızda da insanlarımıza bulunduğumuz bu kürsüden hakikatleri yalanlardan ayırt etmek adına kendi inancımızı kendi fikrimizi söylüyoruz. Bizde bu büyük siyaset kervanı içerisinde doğmuş, büyümüş, pişmiş, olgunlaşmış ve il başkanı olduğum andan itibaren de bugüne kadar bu mücadeleyi emanet gözüyle, dededen aldığımız bu bayrağı benim gibi bu salonda bulunan çok kıymetli büyüklerimiz var. Onların evlatları var. Yıldırım kardeşimizde onlardan birisi, ona da müteşekkiriz. Bu bayrağı İscehisar’ımızda taşıyor. Bu açıdan siyaseti kendi adına bir gelecek inşası değil, bu büyük millet adına bir gelecek inşası olarak addeden bir anlayışla bunu yapmaya gayret ettik. Bugün de inancımız bu istikamettedir. Bu açıdan ben aramızda bulunan çok kıymetli büyüklerimize bu zamana kadar hizmet etmiş dava arkadaşlarıma sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. İnşallah inandığımız yolda yürüyoruz. Biz milletin geleceğinin parlak olduğuna inanıyoruz. Üstümüzdeki örtüyü atabildiğimiz takdirde bugün konuştuğumuz meselelerin Türkiye’de gündem olmayacağının bilinci içerisindeyiz. Hukuk ve demokrasi ortak paydasında, demokrasi ekmeğimiz aşımızdır diyerek kendi insanlarına eşit fırsatlar sunan bir ülke haline nasıl getirebilirizin kavgasını milletimize mal etmek eşiğindeyiz”

İSCEHİSAR’A BİR ÖZÜR BORCUMUZ VAR

Kongrede Genel Başkan Uysal, partilerinden istifa ederek AK Parti’ye geçen Ahmet Şahin nedeniyle partililerden özür diledi. “İscehisar’a bir özür borcumuz da var” diyen Uysal sözlerini şöyle noktaladı: “İscehisar’lı olarak her daim verdiğiniz desteğe müteşekkiriz. Hiçbir zaman kızmadık, gücenmeyiz. İscehisar’a bir özür borcumuz da var. İscehisar belediyesi dolayısıyla bu kürsüden ifade edelim.

İdealleri değerleri özümsemek başka bir şey. Özümseyenler olur, olmayanlar olur. Herkesin kendi tercihidir ama netice itibariyle İscehisarlının güvenini belli bir ölçüde boşa çıkardığımız içinde bir ıstırabımız var. Bunu da açık yüreklilikle, sorumluluğunu da alarak ifade etmek isterim” diye konuştu.