AKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ekonomist Prof. Dr. Erdal Demirhan, Medya03’de Kadir Kaplan’ın konuğu oldu. Prof.Dr.Demirhan enflasyonla mücadele, asgari ücret ve bütçe açıklarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
YILI YÜZDE 31-32 ARASINDA BİR ENFLASYONLA KAPATACAĞIZ GİBİ DURUYOR
Enflasyonla mücadelede uygulanan politikaların çok sonuç vermediğini ifade eden Prof.Dr.Demirhan şunları söyledi: “Yüksek enflasyonun düşürülmesine yönelik olarak uygulanan politikaların başlangıç noktası faizlerin yükseltildiği Haziran 2023. Bu tarihten itibaren faizler yükseltildi ve belli bir noktaya getirildi. 2025 yılından itibaren de düşüşe geçti. Geldiğimiz noktada enflasyon oranı yüzde 33,29. Hala yüksek seviyelerde.
Genel olarak değerlendirdiğimizde, enflasyon oranındaki gelişmelere baktığımızda uygulanan politikaların çok sonuç vermediğini görüyoruz. Bu kadar yüksek faiz uygulanmasına, reel faizin bu kadar yüksek olmasına, kredi koşullarının bu kadar sıkı tutulmasına rağmen enflasyon oranında gelmiş olduğumuz nokta bu. Bütün bunları değerlendirdiğimizde yıl sonunda enflasyon oranının Merkez Bankasının ifade etmiş olduğu ara hedef olarak söylediği %29’luk orandan çok daha yukarıda olacağını şimdiden öngörebiliriz. Büyük bir ihtimalle %31-32 arasında bir enflasyonla yılı kapatacağız gibi duruyor.”
ASGARİ ÜCRET ENFLASYONUN İLERİDE ALACAĞI DEĞERE GÖRE BELİRLENİYOR
Asgari ücret artışlarının nasıl belirlendiği ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof.Dr.Demirhan şunları söyledi: “Ekonomi politika yapıcılar genellikle ücretleri veya birtakım fiyatları belirlerken, tabii bu kamu fiyatları için söylemiyorum. Orada özel bir durum var. Çünkü bu yönetilen ve yönlendirilen fiyatların nasıl belirlendiğine baktığımızda geçmiş enflasyona göre belirleniyor ama ücretler biraz önce söylediğiniz gibi özellikle asgari ücretler ileride enflasyonun alacağı değere göre belirleniyor. Politika yapıcılar neden yapıyor bunu? İktisadi olarak enflasyonist bekleyişi kırmak için yapıyorlar. Ücretleri ne kadar düşük tutarsak, enflasyon bekleyişlerini de böylelikle çıpalarız diye düşünüyorlar ama şunun altını çizelim geçen sene asgari ücrete yüzde 30’luk zam verilmişti ama enflasyon oranı %45 işlerde idi. Asgari ücretlinin bir anlamda satın alma gücünü azaltan bir asgari ücret ortaya çıkmıştı.”
2026 YILINDA YÜZDE 16 ENFLASYON ORANIN TUTTURULMASI NEREDEYSE İMKANSIZ
Merkez Bankası ve OVP’de öngörülen 2026 yılı için yüzde 16 enflasyon oranının tutturulmasının neredeyse imkansız olduğunu ifade eden Prof.Dr.Demirhan şunları söyledi:
“Sene sonu enflasyon olarak biraz önce ifade ettik %31-32 arasında gerçekleşecek dedik. Gelecek senenin enflasyon hedefi Merkez Bankasının ve aynı zamanda Orta Vadeli Programda öngörülen %16. Gelecek sene %16 enflasyon oranın tutturulması neredeyse imkansız. Şimdi asgari ücret zammı %16 olarak gelmeyecek büyük ihtimalle. Yüzde 30 olarak asgari ücret zammı gerçekleşirse geçen seneden farklı olarak, gerçekleşmiş enflasyon oranına göre bu sefer asgari ücret zammı yapılmış olacak.”
ASGARİ ÜCRETLİNİN GEÇİNEMEMESİNİN ARKASINDA TEMEL NEDEN YÜKSEK ENFLASYON
Enflasyon oranı indirilinceye veya arzu ettiğimiz seviyelere ulaşıncaya kadar asgari ücretlinin satın alma gücünün korunması gerektiğini ifade eden Prof.Dr.Demirhan şunları söyledi:
“Burada son olarak şunu söyleyelim. Biz ne yaparsak yapalım, asgari ücreti hangi seviyeye çıkartırsak çıkartalım enflasyon oranını indiremediğimiz sürece biz asgari ücreti sürekli konuşmak zorunda kalacağız. Burada en önemli olan şey asgari ücreti ‘Evet’ artıralım ama artık enflasyonun belini kırmamız gerekiyor. Asgari ücretliler de biliyor bu kadar geçinememelerinin arkasındaki temel nedeninin yüksek enflasyon oranı olduğunu. Düşük enflasyon oranı söz konusu olduğunda bu seviyelerde de belli bir artışla geçinmek mümkün olacak. En azından enflasyon oranı indirilinceye, arzu ettiğimiz seviyelere ulaşıncaya kadar asgari ücretlinin satın alma gücünü korumamız gerekmekte.”
ÇOK YÜKSEK ENFLASYONLA YAŞIYORUZ
Türkiye'de bütçe konusunda ilave bir takım önlemlerin, ilave bir takım yasaların çıkartılması gerektiğini ifade eden Prof.Dr.Demirhan şunları söyledi:
“Bütçe sorunu Dünyanın her ülkesinde karşılaştığımız bir sorun. Amerika'da dikkat edin hükümetin kapanmasındaki sebeplerden birisi ki! hâlâ hükümet kapalı. En son 2019 yılında 35 günlük bir kapanmaya gitmişti. Şimdi günümüzde farklı bir şey bir şekilde tezahür etti. Bakıyoruz Fransa'da, Almanya'da her ülkede bütçe önemli sorun ama bu ülkelerde bütçe disiplini yasalarla sabitlenmiş. Özellikle bütçe belli bir noktada harcamaları açtığı zaman hemen orada otomatik mekanizmalar devreye giriyor. Şüphesiz bu söylediğimiz husus Türkiye'de bütçe konusunda ilave bir takım önlemlerin, ilave bir takım yasaların çıkartılması gerekiyor. Bütçe açığı verdiğinde her devlet mutlaka bunun finansmanını gerçekleştirir. Yüksek faizle borç alırsınız O açıkları finanse edersiniz ama sonuçta o yüksek faizler yine bir harcama kalemi olarak bütçeye girmiş olur.
Çok yüksek enflasyonla yaşıyoruz. Yüksek enflasyonun belini kırabilmek için bundan sonra 2 tane almamız gereken önlem var. Birincisi: Enflasyonist bekleyişler. Enflasyonist bekleyişleri bir türlü kıramıyoruz. Beklentilere göre hane halkının %35 düzeyinde. Reel kesimin beklentilerine bakıyoruz, gelecek sene için söylüyorum %50 ler civarında. Şimdi bunlar çok yüksek oranlar ve diğer taraftan da bütçe açıkları buna eşlik ettiğinde hep o vatandaşın sorduğu, bu kadar yüksek faizlere rağmen neden enflasyon oranı düşmüyor sorusunun cevabı çok net bir biçimde çıkmış oluyor.” dedi.
Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.