Medya03’de Moderatörlüğünü Gazeteci-Sunucu Kadir Kaplan’ın yaptığı programın konuğu Gazeteci-Yazar Ertuğrul Sevim oldu. Programda yılın son Belediye Meclis toplantısı ve Eber Gölü konuşuldu. Meclis toplantısında CHP’li üyelerin teklifi olan “Afyonkarahisar Belediyesi mülkiyetinde bulunan ve son 20 yıl içerisinde satışı yapılan taşınmazların satışlarında uygulanması gereken satış prosedürlerinin uygulanıp uygulanmadığı hususunu incelemek için komisyon oluşturulması önerisi.” üzerinde değerlendirmelerde bulunuldu.
ARSA BİRİKTİRİLDİYSE, BU BORÇ NEREDEN GELİYOR?
Muhalefetin Belediye Başkanını arsa satışları üzerinden değil, kentsel dönüşüm, otobüs ve şehir içi dolaşım niye hızlanmadı, sosyal belediyecilikte eksik yönler vb. konular üzerinden eleştirmesinin daha faydalı olacağını ifade eden Sevim şunları söyledi: “Belediye Başkanları kendi kafasına göre arsa satamazlar. Belediye meclisinden izin almaları, yetki almaları lazım. Bu satışlarda Sayıştay denetimine tabidir. Neticede vatandaş da 5 yıl sonunda Belediyenin parayı çarçur edip etmediğini, doğru yere kullanıp kullanmadığının hesabını sorar.
Belediye satılabilecek şekilde arsa ürettiyse bu arsaları elinde bekletmesinin bir manası yok. Belediye bir emlakçı, ticari kuruluş veya müteahhit değil. Bunları piyasaya arz edecek, vatandaşın ihtiyacı varsa bu arsaları satın alacak. Vatandaş da buralara konut-bina yapacak. Bir önceki Belediye Başkanı ben şu kadar arsa biriktirdim diyor. O zaman bu borç nereden geliyor? Sayın Başkan göreve geldiğinde 1.5 milyar TL. borcu Belediye binasına astı. Böyle bir borç var ortada. Borçsuz bir belediye dersiniz ki! 200 tane arsa vardı, borcumda yoktu o zaman bu eleştirinin anlamı olur. Buna rağmen, şehrin otobüs ihtiyacı varsa otobüs almak, şehrin kavşağa ihtiyacı varsa onu yapmak zorundasınız. Arsa biriktirerek Belediyecilik yapılmaz. Belediyeler arsa ofisi değildir.
Muhalefet; Belediye Başkanına kentsel dönüşüme niye başlamadı? Otobüsler ve şehir içi dolaşımı niye hızlandırmadı? Sosyal belediyecilikte eksik yönler var mı? buradan muhalefet ederse daha faydalı olur.”
EBER GÖLÜNE NE KADAR MÜDAHALE EDİLDİYSE GÖL O KADAR GERİYE GİTTİ!
Geçmişte Eber Gölü’nü kurtarmak için defalarca eylem planı hazırlandığını ancak gölün daha çok geriye gittiğini ifade eden Gazeteci Ertuğrul Sevim şunları söyledi: “Afyonkarahisar’da Türk Dünyası 1. Su Çalıştayı yapıldı. Sanırım Eber Gölü pek gündeme gelmedi. Eber Gölü Afyon'un en büyük, Türkiye'nin yedinci en büyük gölü olan tabiat harikası bir yer. Aynı zamanda kuşların göç yollarında en çok kullandığı bir tür dinlenme tesisi.
Eber Gölü 25-30 yıldır çeşitli vesilelerle, hem kirlilik hem de su kaybından dolayı kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Bugün Afyon Kocatepe Üniversitesi ve Afyon Valiliği tarafından Avrupa Birliği projesi yürütülüyor, bu gölün kurtarılmasıyla ilgili. Daha öncede kaç defa Bakanlık gölü kurtarmak için eylem planı hazırladı? Fakat gölle ilgili ne kadar çok müdahale edildiyse göl o kadar çok geriye gitti. Eber hakikaten son derece kötü durumda.”
MUHTARLAR TEMİZ SUYU SATIYORLAR!
Eber’e temiz su veren Sultandağı’ndan gelen temiz suyun Muhtarlar tarafından satıldığını iddia eden Sevim konuyla ilgili şunları söyledi: “Eber’e temiz su veren Sultandağı'ndan gelen derelerin hepsinin önünü kapatmışlar. Suyu muhtarlıklar satıyorlar. Orada büyük bir rant oluşturulmuş. Eber Gölüne temiz su gelmiyor. Akarçay’dan gelen atık su, aşırı kirli. Afyon, Şeker Fabrikası, Alkoloid Fabrikası kanalizasyonu, Bolvadin termal atıkları, evsel atıkları, yoldaki bütün köy ve kasabaların atıkları o kadar çok kirli su geliyor ki yanında dursanız burnunuzun direği kırılır.”
İRAN URMİYE GÖLÜNÜ KURTARMAK İÇİN BAKANLIK KURDU
İran’ın Urmiye Gölünü kurtarmak için Bakanlık kurduğunu ifade eden Sevim sözlerini şöyle sürdürdü: “Herkes Eber’i kurtardım deyip bir video-fotoğraf paylaşarak bu işi çözdüğünü zannediyor. Çay barajı yapıldığı gün Eber’e gelen temiz suyun büyük bir kısmı içme suyuna çevrildi ve gelmez oldu. Diğer tarafta Sultandağı taraflarından gelen temiz suyu da muhtarlıklar kesiyorlar, bağ-bahçelerde kullanıyorlar. Buranın kapalı bir şekilde göle ulaştırılması gerekiyor. Burada dağdan gelen temiz su var. Fakat muhtarlıklar, kooperatifler bu suyu satıyor. Yıllık 6-7 milyonluk bir cirosu var. Fakat göl için bu büyük bir para değil. Şimdi bir şey söyleyeyim: Eğirdir gölü Türkiye gündemine geldi, Eğirdir gölüne 21 milyar TL kaynak ayrıldı. İran'da Urmiye gölünü kurtarmak için bakanlık kurulmuş. Bu göl öyle Van Gölü gibi bir göl falan da değil. Tabiat kaynakları o kadar çok önemli ki! bir çok dengeyi bozar.”
AKARÇAY AFYONKARAHİSAR’IN POSEPTİK ÇUKURU HALİNE GELMİŞ!
Çocukluk yıllarında Eber gölünün temizliğini balık tutmaya veya saz kesmeye giden insanların susadığında gölden avucuna su alıp içebildiği örneğiyle aktaran Sevim şunları söyledi: “Çocukken iyi hatırlıyorum Eber gölünde balık avına, saz kesmeye giden bir insan susadığında gölün ortasında avucuna su doldurup içebiliyordu. Şimdi Eber gölünde suyu içmeyi bırakın onu 150 defa arıtsanız yine içemezsiniz. İnanılmaz ağır metaller var. Gölü foseptik çukuru haline getirdiler. O kadar kötü ki! balçık olmuş sürekli balıklar ölüyor. Çünkü oksijen kalmıyor. İçinde fabrika atıkları var ve o fabrika atıklarını arıtmalar çözemiyor. Alkoloid Fabrikasının atıklarını 30-40 yıldır daha bakterisini öldüremediler. O kadar para harcandığı halde ve bunların hepsini biz nereye deşarj ediyoruz? Akarçay Afyonkarahisar’ın poseptik çukuru haline gelmiş.”
EBER TÜRKİYE’NİN BİR DEĞERİ!
Isparta’nın Eğirdir gölünün kurumasının önüne geçtiğini, Eber gölünün de Türkiye gündemine getirilmesi gerektiğini söyleyen Sevim konuyla ilgili şunları söyledi:
“Eber bir kültürdür. Bir tabiat harikasıydı. Akarçay’ın üzerinde tarihi Kırkgöz köprüsü vardı. Bu kadar değer, hepsi insanoğlunun doğaya, çevreye olan vahşi bakışı yüzünden yok oldu. Bunu korumak için bugün kamış biçme yasağını kaldırıyoruz. Kaldırarak kurtulur mu? Göle su gelmesi, temizlik yapılması lazım. Kaçak avcılık vb. birçok şeyin önlenmesi lazım. Tam teşekküllü bir projeyle masaya yatırılarak bir Bakanlığın kontrolünde ayrı bir bakanlık kurmayalım tabi ki. Ciddi bir eylem planıyla Eğirdir gölü gibi Eber gölünün de Türkiye gündemine getirilmesi gerekiyor. Eğirdir bunu başardı. Bütün Belediye Başkanları, STK’lar herkes Eğirdir gölünün o bölgeye ne kadar büyük bir değer olduğunu biliyorlar. Bunun önüne geçtiler. İnşallah bu Eber içinde olur. Eber sadece Bolvadin’in değil, Çay’ın, Sultandağı’nın, Afyon'un ve Türkiye’nin bir değeridir.”
BOLVADİN’DE SUYUN 76 LİTRESİ, AFYON’DA 50 LİTRESİ KAYBOLUP GİDİYOR
Şu şebekelerinin değişmesi gerektiğini ifade eden Sevim şunları söyledi: “Hafta içi Bolvadin Belediyesi Suka Müdürüne bir soru sordum. “Müdürüm şehre kaç litre su basıyorsunuz? Musluklardan kaç litre su yakıyor, bunu ölçebiliyor musunuz” dedim. “Ölçüyoruz” dedi. “Ne kadar?” dedim. “100 Lt. su basıyoruz, 24 Lt. musluklardan su çıkıyor” dedi. “76 litresi nereye gidiyor?” dedim. “Toprağa gidiyor” dedi. Bakın, bu su temiz, klorlanmış, dağdan gelen veya kaynaktan çektiğimiz su. Bu suyu çekiyoruz diye şehir 1 metre aşağıya çöktü. O kadar değerli. Su şebekenin değişmesi gerekiyor. “Bu oran Afyon'da ne kadar?” dedim. “Yüzde 52” dedi. Afyonkarahisar şebekesinin çoğunu değiştirmiş. Afyon'da 100 Lt. su basıyorsun musluklardan 50 litresi akıyor. 50 litresi şehrin altından kayıp gidiyor kayboluyor. Bu suyla ilgili bizim yapmamız gereken çok şey var.” ifadelerini kullandı.
Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.