MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, Gazze’de yaşanan insanlık dramını TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Taytak, “Gazze’deki mazlumların feryadı uzun süre duyulmazken, artık dünyanın dört bir yanında bu zulme karşı çıkan vicdanlı sesler yükselmektedir. Çünkü zulüm, dini tanımaz; insan olanı rahatsız eder.” dedi.
BUGÜN DÜNYA UYANIYOR, VİCDANLAR UYANIYOR
Taytak TBMM’de yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bir medeniyetin büyüklüğü mazluma nasıl davranıldığıyla ölçülür. Türk İslam medeniyeti, insanlığa ilimle, irfanla, merhametle yön vermiştir. Bilimde İbni Sina’nın şifasıyla, matematikte Harezmi’nin formülleriyle, adalette Hz. Ömer’in duruşuyla, sanatta Mimar Sinan’ın estetiğiyle, hoşgörüde Mevlana’nın çağrısıyla, devlet yönetiminde ise ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla bir medeniyet inşa ettik. Bu medeniyetin özünde tevazu, adalet, merhamet, ilim ve hikmet vardır. Bu medeniyet üç kıta, yedi denize hükmetmiş, ama hiçbir millete soykırım yapmamış, asimile etmemiştir. Gayri Müslim vatandaşın da huzurla ve adaletle yaşadığı bir sistem kurmuştur. Bugün dünya bu medeniyeti özlüyor. Bugün, insanlık yeniden bu ruhu arıyor. Bugün dünya uyanıyor. Vicdanlar uyanıyor.”
GÜNEŞ BİR GÜN BATIDAN DOĞACAK
“Tam da bu noktada Peygamberimiz Efendimiz’in hadisi akıllara geliyor. Kıyametin büyük alametlerinden biri olarak ‘Güneşin bir gün batıdan doğacağı’ bildirilmiştir. Elbette bu, ilahi bir uyarıdır. Bugün yaşananlara baktığımızda bu sözün mecazî anlamını da görmek mümkündür.”
GÜNEŞ NEREDE BİR VİCDAN AYAĞA KALKARSA ORADAN DOĞAR
“Gazze’deki mazlumların feryadı uzun süre duyulmazken, artık dünyanın dört bir yanında bu zulme karşı çıkan vicdanlı sesler yükselmektedir. Çünkü zulüm, dini tanımaz; insan olanı rahatsız eder.
Bugün Filistinli bir çocuğun paylaşımını, İrlandalı bir gencin kendi hikayesi gibi sahiplenmesini görüyoruz. Çünkü hakikatin dili evrenseldir. Ve İslam, bu hakikatin adıdır. Hakikat güneşi ne sadece doğudan ne sadece batıdan doğar. Nerede bir vicdan ayağa kalkarsa oradan doğar.
Gazze’de yıkılan sadece binalar değildir. Orada her gün yerle bir edilen şey, insanlık onurudur. Bir açık hava hapishanesinde yaşamaya mahkum edilen bir çocuğun gökyüzüne bakarken korktuğu, yıkılan binadan ‘Anneme yetişin’ diye bağıran 5 yaşındaki bir yavrunun çığlığının arşa yükseldiği yerde Gazze, insanlık için sadece bir savaş bölgesi değil, medeniyet krizinin simgesidir.
Bir yerde bir çocuk öldüğünde, ona dinine, rengine, kimliğine göre değer biçiliyorsa orada medeniyet değil, çifte standart üretiliyor demektir. Orada savaş değil, zulüm vardır.
Bugün Gazze’de, Doğu Türkistan’da çocuklar ağlıyorsa, bu sadece onların acısı değildir. Bu, bizim sorumluluğumuzdur. Gazze’de yaşananlar karşısında birkaç ülke dışında tüm uluslararası sistem üç maymunu oynamıştır. Birleşmiş Milletler sistemi dünyada hiçbir derde deva olamamaktadır. Katil Netanyahu’nun konuşma yapabildiği, propaganda yapabildiği kürsü kanlıdır. O kan tüm uluslararası sistemin eline bulaşmıştır.”
“TÜRK-İSLAM MEDENİYETİNİN EVRENSEL DEĞERİ”
“Adalet, merhamet, insan hakları gibi kavramlar ne yazık ki sadece güçlü olanın işine geldiğinde hatırlanır hale gelmiştir. Ama çok şükür görüyoruz ki, İslam Batı’nın karanlık çağında bir umut ışığı olmuştur. Bugün İslam’a duyulan güven, Batı’nın ve Siyonizmin kurduğu kanalı ve sahte medeniyetin çöküşünü Allah’ın izniyle ilan etmektedir. Eğer Türk-İslam medeniyetinin evladıysak, sadece geçmişimizle değil, bugünkü duruşumuzla da o medeniyeti temsil etmek zorundayız. Bugün dünya, adaletsizliğin bu kadar derinleştiği bir çağda, işte tam da bu anlayışa muhtaçtır. Bu Meclis, tarih boyunca mazlumun yanında durmuş, mağdurun sesine ses olmuş bir geleneğin temsilcisidir. Bugün bu geleneği sürdürmek, en büyük ahlaki ve tarihî görevimizdir. Batı’da uyanan vicdanlar, insanlığın hâlâ merhametinin var olduğunun bir göstergesidir. Ve Türk-İslam medeniyeti, bu uyanışın öncüsü olmaya en layık mirasçıdır.O hâlde gelin, mazlumun yanında dimdik duralım. Sessiz çığlıklara ses olalım. Ve bu medeniyetin emanetçisi olduğumuzu tüm dünyaya haykıralım. Çünkü biz biliyoruz ki bir çocuğun gözyaşı, bir medeniyetin sınavıdır. Cenab-ı Allah hepimize bu sınavdan yüz akıyla çıkmayı nasip etsin.”
“İSRAİL YERYÜZÜ LANETLİSİ HALİNE GELMİŞTİR”
İsrail’in saldırgan politikalarını sert sözlerle eleştiren Taytak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözlerini aktararak şunları söyledi:
“İsrail, bölgemizin ve dünya barışının bir numaralı istikrarsızlık mihrakıdır. Haydut ve deccal devlet konumuna sabitlenen İsrail, yüzyılın soykırım suçunu işlemiş ve yeryüzü lanetlisi haline gelmiştir.”
İSRAİL’İN HUKUKSUZ BASKINLARI
Dün geceden beri, soykırımcı terör devleti İsrail’in ‘Sumud Filosu’na yaptığı hukuksuz baskınları canlı canlı izlemekteyiz. Yüklü bombalara değil, gıda ve ilaç taşınan gemilere el konmuştur. Uluslararası hukuk yine İsrail tarafından çiğnenmiştir.
İsrail, tüm yaptıklarının bedelini uluslararası hukuk önünde vermelidir. Liderimiz, Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi: ‘İsrail, bölgemizin ve dünya barışının bir numaralı istikrarsızlık mihrakıdır. Haydut ve deccal devlet konumuna sabitlenen İsrail, aleni şekilde işlediği ve ikmal ettiği yüzyılın soykırım suçu ile yeryüzü lanetlisi olarak serpilmiş ve sivrilmiş haldedir.’”
CUMHURBAŞKANIMIZ KÜRESEL VİCDANIN SESİ OLMUŞTUR
“Tarih boyunca Türk milleti, zalimin karşısında, mazlumun yanında olmuştur. Bu bizim tarihî misyonumuz, karakterimiz, kimliğimizdir. Cumhurbaşkanımız Gazze meselesinde ilk günden itibaren samimiyetle, cesaretle ve kararlılıkla meseleye sahip çıkmış, Türk milletinin ve dünyanın vicdanını temsil etmiştir. ‘Dünya beşten büyüktür’ sözü artık küresel vicdanın da sesi olmuştur. Cumhur İttifakı olarak biz bu sesin arkasındayız. Biz mazlumun yanındayız. Biz Türk milletinin vakarına, inancına ve duruşuna uygun davranmaya devam edeceğiz.”
MAZLUMUN YANINDA DİMDİK DURACAĞIZ
“Türk milleti, tarih boyunca zalimin karşısında, mazlumun yanında olmuş bir millettir. Bu bizim tarihî misyonumuz, karakterimiz, kimliğimizdir. Mazlumun yanında dimdik duracağız, sessiz çığlıklara ses olacağız. Çünkü biz biliyoruz ki bir çocuğun gözyaşı, bir medeniyetin sınavıdır. Cenab-ı Allah hepimize bu sınavdan yüz akıyla çıkmayı nasip etsin.