Bugün Türkiye’yi yönetecek kadrolar o günlerde öldürüldü!
Bugün Türkiye’yi yönetecek kadrolar o günlerde öldürüldü!
İçeriği Görüntüle

12 Eylül 1980 askeri darbesi mağdurlarından Hasan Akıntürk acı dolu günleri Medya03’da Kadir Kaplan’a anlattı.

LİSEDE NEREYE DÜŞTÜK BİZ BÖYLE DEDİM!

Öğretmen Okulu’nda yaşadıklarını anlatan Akıntürk şunları söyledi: “1961 yılında Afyonkarahisar’da memur bir babanın çocuğu olarak doğdum. Biz; abim, ablam ve ben 3 kardeştik. İlkokulu Hamidiye Okulu’nda, Ortaokulu Merkez Ortaokulu’nda okudum. Müdürümüzün tavsiyesiyle Öğretmen Okulu imtihanlarına girdik ve Öğretmen Okuluna başladık. Öğretmen okulu çok enteresan, eğitim enstitüsü de var. Şimdiki ifadeyle Eğitim Fakültesi ile Öğretmen Okullarının sınıfları yan yana kampüs gibi. Öğrenci kantinlerimiz yan yana, yatılı kızlarda var.

Okulun ilk açılış seronomisi Kapalı Spor Salonu’nda yapıldı. Salon tıklım tıklım dolu. Tribünlerde öğrenciler var. Ön sıralarda öğretim görevlileri, hocalar. “Öğrenci temsilcilerine söz veriyoruz” dediler. Sol görüşlü bir öğrenci temsilcisi konuşma yaptı. Büyük bir alkış aldı. Sonra ülkücü öğrenci temsilcisi konuşmaya çıktı. Konuşmasıyla birlikte müthiş bir uğultu, ayaklarını yere vurma, gürültü çıkarma, bağrış-çığrış bir şey anlamadık. Kapıdan çıkarken bildiri dağıtıyorlar, siyasi içerikli. Sonra derslere girmeye başladık. Öğrenci kantine gidiyorum, çay alıyoruz masanın birisine oturuyorum. Öbür ders başka birisinin yanına oturuyorum. Diyorlar; “Sen faşistin yanına oturdun faşist misin? Öbürlerinin yanına oturuyorum. Sen solcu musun komünist misin? diyorlar. Allah allah nereye düştük biz böyle.”

BABAM DR.SAADETTİN AYGEN’LE TÜRKELİ GAZETESİNİ KURDU

Babasının Afyon futbol tarihine ismini yazdırmış Uzun İhsan diye bilinen İhsan Akıntürk olduğunu ve Dr.Saadettin Aygen’le birlikte Türkeli Gazetesi’ni kuran kişinin olduğunu anlatan Akıntürk şunları söyledi:

“Bizim aileden gelen bir eğilimimiz vardı. Milliyetçi muhafazakar bir aileydik. Babam Afyon futbol tarihine ismini yazdırmış Uzun İhsan diye bilinen İhsan Akıntürk. Üst dereceli bir memur. Çetinkayaspor Kulübünün Kurucusu, idarecisi. Yetmişli yıllarda Afyonspor'un teknik direktörlüğünü yapmış bir spor adamı. Aynı zamanda Doktor Sadettin Aygen’le Türkeli Gazetesinin kurucusu, onun ortağı gibi gazeteyi birlikte çıkarırlar. Spor sayfasını babam hazırlıyor ‘Uzun diyor ki!’ diye böyle bir şahsiyet. Babam aynı zamanda Doktor Sadettin Aygen ile Komünizmle Mücadele Derneğini Afyon'da kuran bir şahıs. O yüzden biz milliyetçi bir eğilimle yetiştik. Okul öğrenim hayatında da bu atmosferde tercihimiz belliydi, ülkücü hareket içinde çeşitli çalışmalarda bulunduk.”

GÜN SAZAK ŞEHİT EDİLDİĞİNDE 5 BİN KİŞİYİ TOPLAYARAK YÜRÜYÜŞ YAPMIŞTIK

Öğrencilik yıllarında unutamadığı anılarından bir tanesini anlatan Akıntürk şunları söyledi: “Gün Sazak rahmetlinin Eskişehir'de vurulmasıyla ülkücüler müthiş bir teyakkuza geçti. Afyon'da bunu protesto için eylem yapma kararı alındı. Biz Öğretmen Okulu’nda bütün sınıflara girerek herkesi dışarı çıkardık, sınıfları boşalttık. Oradan İmam Hatip Lisesine geçtik. Öğrenci temsilcilerimizle hemen diyalog kurarak bütün sınıflara girerek öğrencileri dışarıya çıkartıyoruz. Bizimle birlikte yürüyüşe zorluyorduk. Tabii şimdiki gençlere bunları anlatınca, onlara masal gibi geliyor. Oradan yanındaki hemen Cumhuriyet caddesine girdik. Cumhuriyet lisesi biraz sol eğilimliydi. Halil İbrahim Baykara’da Ticaret Lisesi'nin sorumlusuydu. Onlar da bütün sınıflara girerek öğretmenlere boşalt diyordu, sınıfları boşaltıyorlardı. Okul bahçesine indiriliyor ve yürüyüşe katılıyordu. Bu şekilde 5 bin kişi olmuştu. Böyle bir kalabalığı organize edebiliyorduk.”

DARBEYİ HÜCREDE İKEN ÖĞRENDİM

1980 Askeri Darbesini hücrede iken radyodan öğrendiğini anlatan Akıntürk, “Darbe olduğunda hücrelerdeyiz, birbirimizi göremiyoruz ama duvarlarımıza vurabiliyoruz. Ben de küçük bir radyo vardı. 5.30 gibi yayın akışı değişmişti. Hasan Mutlucan'dan ezgiler, marşlar çalmaya başladı. Bildiriler yayınlanmaya başlandı. Bildiride; müesses nizamı koruma ve kollama görevi gereği askeriyenin yönetime el koyduğu yayınlanıyordu. Ondan sonra ben arkadaşlara haber verdim. Karışık duygular yaşadık. Acaba darbeyi milliyetçi askerler mi yaptı? dedik. Hiçte öyle bir şey olmadı. Sağ ve solu vuran cunta darbe seçilmiş hükümete darbe yapmıştı.”

ÇOK AĞIR İŞKENLER GÖRDÜK

Çavuşbaş karakolunda 2-3 gün çok ağır işkenlere maruz kaldıklarını anlatan Akıntürk, “7 yıl cezaevinde yattım. Biz 87 yılında Özal’ın affıyla çıktık. Çok işkence gördüm. O dönem Yukarı Pazar karakolu vardı. Çavuşbaşa çıkarken, şimdi apartman oldu. O karakolda çok işkence gördük. Elektrik verildi, her türlü aşağılama yapıldı. Bizi istemediğimiz şeylere imza attırdılar. Kabul etmek zorunda kaldık, imzaladık. Çünkü çok ağır işkenceler gördük. Göğsümüze basıyorlardı ve her tarafımızdan elektrik veriyorlardı. Falakaya yatırıyorlardı, perişan haldeydik. 2-3 gün o şekilde bize çok ağır işkenceler yaptılar.”

ERDAL EREN’İN İNFAZI BENİ ÇOK ETKİLEDİ

O dönemlerde infaz edilen arasında 17 yaşındaki Erdal Eren’in infaz edilmesinin kendisini çok etkilediğini ifade eden Akıntürk, “Beni en çok etkileyen Erdal Eren'in infazıydı. Erdal Eren daha 17 yaşında. Sabit suçu olmayan, delillerle desteklenmeyen ve darbeden önce bir askerin öldürülmesiyle alakalı bir çocuğun idamına karar verildi. Ama yaşı 17 idi. 17 yaşında olduğu için kemik numunesi alınarak 18 olduğuna dair doktorlar imzaya zorlandı. Bu beni en çok etkileyen olaydı.

55’e yakın kişi idam edildi. Hiçbir şeyle alakası olmayan, faili meçhul cinayetleri, çözemedikleri cinayetleri dahi birçok kişiye imzalattıran bir işkence döneminde bildiğim kadarıyla 171 kişi belgeli işkencede öldü. Sağdan olsun, soldan olsun yazık. Bu Türkiye'nin gençliğiydi ve bizim dönemimiz, bizim kuşağımız biçildi yani tarumar edildi.”

Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

https://youtu.be/gvVV3eN4RI0