Kime doğru çekildiğin ise, kalabalık içindeki onca yüz arasında kendini yalnızca tek bir ruha aitmiş gibi hissettiğin ve nedenini bir türlü bilemediğin bir çekim yasasıdır.
Küçüklüğümüzde dinlediğimiz fareli köyün kavalcısı masalındaki, Kavalcı'nın büyülü ezgisiyle önce fareleri sonra da köyün tüm çocuklarını peşinden sürüklediği gibi, senin masalın da farkında bile olmadan her gün seni kendine çağırıyor, büyülüyor. Metaforik bir benzetimle masaldaki bu büyünün peşinden sürüklediği çocuklar, içimizdeki çocuk parçanın erken dönemde tutarlı ve sıcak bir ilişkiye ne kadar da ihtiyaç duyduğunu anlatıyor.
O meşhur masaldaki gizemli Kavalcı'nın ezgisi, aslında çocukluğunda, ebeveynin bakım verirken bilinçdışına ilmek ilmek işlediği duygulardır. Küçüklüğünde duyduğun her ses tonu, her mimik ve her dokunuş, o kavalın ilk notaları haline gelir. Bu notalar, kabul görmenin sıcaklığı ya da reddedilmenin keskin soğukluğu gibi, güven ve kaygı temellerini ruhunun derinliklerine atar. Bilinç dışı denilen bu karanlık alan insan olmanın gereği, çocuklukta eksik bırakılanları yetişkinlikte güçlü bir çekimle telafi etmek ister.
Seneler geçse de, yetişip kendi hayatını kursan da, o kaval sesi asla susmaz. Aynı melodi, aynı duygusal tınıyla, farklı olaylar ve farklı ilişkiler aracılığıyla sürekli kulağına çalınmaya devam eder. Hayatına giren insanlar, karşılaştığın zorluklar ve seçimlerini belirleyen iç ses; hepsi, o ilk ezginin birer yankısıdır. Farklı maskeler takmış aynı yüzler ve farklı senaryolarda oynayan aynı sesler şeklinde, o temel duygu kalıpları kendini tekrar eder.
Küçükken nasıl bir bakım gördüğün hayat boyu aynı kişilerin farklı versiyonlarıyla tekrar tekrar karşılaştırır. Soğuk, donuk, mesafeli bir ebeveyn çocuklarına aynı hikayeyi başka kişiler üzerinden yeniden yazdırır. Bu büyüyü bozmanın tek yolu tanıdık ve güvenli gelse de büyüsüyle zarar veren bu ezgiden (zarar gördüğün ancak kopamadığın ilişkilerden) bilinçli bir farkındalıkla kurtulmaktır.
Psikoterapinin esaslı marifeti danışanın zihninde güvenli bir alan açarak çocukluk yaşantısında içine işlemiş büyülü ezgileri fark etmesine ve bunların yetişkinliğe taşınan olumsuz etkilerini yeni ilişkilerle yeni duygulara dönüştürmesine yardım etmektir.