Afyonkarahisar Valiliği himayelerinde, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Zafer Kalkınma Ajansı iş birliğinde düzenlenen “Afyonkarahisar Kent Markalama ve Tanıtım Stratejisi Toplantısı” Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın katılımlarıyla gerçekleştirildi.
Afyonkarahisar’ın marka değerini güçlendirmeyi, kurumsal tanıtım stratejilerini belirlemeyi ve tüm paydaşlarla ortak bir yol haritası oluşturmayı amaçlayan toplantıda şehrin tanıtımı için yeni bir markalama stratejisi kamuoyuyla paylaşıldı.
ŞEHRİMİZİN HİKAYESİNİ PROFESYONEL BİR ZEMİNE TAŞIYACAĞIMIZ TARİHİ BİR DÖNEMEÇ
Toplantının açış konuşmasını yapan ve toplantıyı şehrin hikayesini profesyonel zemine hazırlayan tarihi bir dönemeç olarak niteleyen Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı “Benim de mezun olduğum Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Zafer Kalkınma Ajansı iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Afyonkarahisar Kent Markalama ve Tanıtım Stratejisi Toplantısı, şehrimizin hikayesini profesyonel bir zemine taşıyacağımız tarihi bir dönemeç olarak adlandırılabilir. Bildiğiniz üzere, geçtiğimiz yıl başlattığımız Ortak Akıl Buluşmalarında şehrimizin tüm dinamikleriyle bir araya gelmiş, Afyonkarahisar’ın geleceğine dair uzun değerlendirmeler yapmıştık. O masalarda en çok dile getirilen ihtiyaç; şehrimizin algısının yönetilmesi ve güçlü bir marka kimliğine kavuşmasıydı. Hem bir mülki idare amiri hem de iletişim bilimine, akademik çalışmalara emek vermiş bir akademisyen olarak, bu ihtiyacın ne kadar hayati olduğunu görüyorum. Şehirlerin de tıpkı insanlar gibi bir ruhu, kimliği ve yönetilmesi gereken bir itibarı vardır. İşte bugün, o günkü ortak aklın somut, bilimsel ve stratejik bir eylem planına dönüşmüş halini konuşacağız” dedi.
KENTE ÖZGÜ STRATEJİK BİR ÇERÇEVE OLUŞTURULDU
Yapılan çalışmanın rastgele bir çalışma olmadığını ve disiplinli bir akademik çabanın ürünü olduğunu belirten Vali Yiğitbaşı, “Buraya gelmeden önce, bu şehrin potansiyelini en doğru şekilde yansıtabilmek adına, iletişim biliminin metodolojisine uygun, çok katmanlı hazırlık süreçleri yürüttük. Bu yolculuğun ilk aşamasında, şehrimizin önde gelen aktörleri ve kent üzerine deneyim sahibi paydaşlarımızla kapsamlı istişare toplantıları gerçekleştirdik. Bu toplantılarda; kentimize dair mevcut çalışmaları, şehrin ayırt edici niteliklerini, beklentilerinizi ve çözüm bekleyen sorun alanlarını sistematik bir biçimde masaya yatırdık. Bir akademisyen olarak her zaman savunduğum veriye ve analize dayalı yönetim ilkesi gereği, sizlerden aldığımız bu kıymetli geri bildirimleri sadece notlarda bırakmadık. Elde edilen kapsamlı brifingden hareketle, araştırma verileri ve raporları iletişim bilimci meslektaşlarıma iletildi. Akademik ekip, bu veriler ışığında disiplinlerarası bir yaklaşım benimseyerek, kente özgü stratejik bir çerçeve oluşturmak üzere derinlemesine analizler yürüttü” ifadelerini kullandı.
HİKÂYESİNİ DOĞRU ANLATAMAYAN ŞEHİRLER KÜRESEL REKABETTE GERİ KALIYOR
Çalışmanın ortaya çıkma aşamalarını da katılımcılarla paylaşan Vali Yiğitbaşı şöyle devam etti: “
“Süreci bununla da sınırlı tutmadık. Stratejik değerlendirme aşamasının ardından, daha dar kapsamlı bir uzman grubuyla yeniden bir araya geldik. Afyonkarahisar’ın potansiyellerini ve özgün değerlerini odağa alan ikinci bir toplantı daha gerçekleştirdik. Ardından, işin mutfağına profesyonel iletişimcilerimizi dâhil ettik. Onlarla yürütülen çalışmalar neticesinde; marka stratejisi, konumlandırma ilkeleri ve yaratıcı konsept üzerine fikir alışverişinde bulunduk. Bir iletişimci gözüyle incelediğimde memnuniyetle gördüm ki; kent markamız için gerekli temel bileşenler, iletişim aksiyonları ve eylem planları üzerine ortak ve güçlü bir perspektif geliştirilmiş. Ortaya çıkan bu nihai çalışmayı önce kurum içi değerlendirmelerimize tabi tuttuk, ardından yine şehrimizdeki ilgili paydaşlarla paylaşarak sizlerin geri bildirimleri doğrultusunda olgunlaştırdık. Dünyada artık şehirler yarışıyor. İnsanlar ve yatırımcılar sadece coğrafi bir konum değil, güven duyacakları bir vizyon arıyorlar. Akademik tecrübemin de bana kazandırdığı bakış açısıyla net bir şekilde ifade edebilirim ki; hikayesini doğru anlatamayan şehirler, ne kadar büyük zenginliklere sahip olurlarsa olsunlar, küresel rekabette geri kalmaya mahkumdur.”
ŞEHRİMİZİ UĞRAK NOKTASI OLMAKTAN ÇIKARIP NİHAİ BİR VARIŞ NOKTASI YAPMAK İSTİYORUZ
Afyonkarahisar'ı sadece bir uğrak noktası olmaktan çıkarıp, keşfedilen bir şehir ve nihai bir varış noktası haline getirmeyi hedeflediklerini kaydeden Vali Yiğitbaşı, “Başlattığımız bu süreç, yalnızca bir kurumsal kimlik, logo, slogan çalışması veya reklam filmi hazırlayıp kenara koyacağımız klasik bir tanıtım kampanyası değildir. Bu çalışma, Afyonkarahisar’ın kimliğini, ruhunu ve hikâyesini birlikte keşfetme yolculuğudur. Çünkü bir şehrin markalaşma süreci, önce o şehirde yaşayanların kalbinde başlar. Eğer Afyonkarahisarlı kendi şehrine hayranlıkla bakarsa, dünyayı da hayran bırakır. Bu bütünleşik strateji; termalimizi, gastronomimizi, kültürümüzü ve tüm yeni imaj unsurlarımızı, kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerle uluslararası ölçekte konumlandıracaktır. Gastronomiden kültüre, termalden spora, tarihten üretime kadar bütün güzellikleri tek çatı altında, ortak bir marka diliyle buluşturacağız. Dijital dünyadan sahaya, sokaktan fuarlara uzanan çok boyutlu bir iletişim yürüteceğiz. Bu strateji mümkün olduğu kadar dışa dönük olup gelişimi destekler nitelikte yatırım ve çalışmalar yapılmasını teşvik edecektir. Ancak tüm bu teknik çalışmaların ötesinde, en önemlisi şudur: Afyonkarahisar hep birlikte gurur duyduğumuz bir şehir olacak. Bu şehrin markasını sadece Valilik olarak biz yönetmeyeceğiz; bu süreci hep birlikte yürüteceğiz. Bu masada valilik var, belediyeler var, üniversiteler var, sivil toplum var, basın var, gençler var. Bu yolculukta başarıya ulaşmak, toplumsal katılımın ve ortak aklın gücüyle ilerleyecektir; çünkü bu şehir hepimizin, bu marka hepimizin, bu zafer hepimizin olacaktır. Ben bugün sizden sadece destek değil, bu süreçte katkı ve ortaklık da bekliyorum. Şöyle bir Afyonkarahisar hayal edelim: insanların sadece geçmediği, geldiği; sadece mola vermediği, zaman ayırdığı; sadece fotoğraf çekmediği, anı biriktirdiği; sadece gördüğü değil, kalbinde taşıdığı bir şehir.” ifadelerini kullandı.
AFYONKARAHİSAR’I İNSANLARIN KALBİNDE TAŞIDIĞI ŞEHİR YAPALIM
Konuşmasının son bölümünde Afyonkarahisar’ın iletişim dilinin hep birlikte kurulması çağrısı yapan Vali Yiğitbaşı, “Hazırladığımız bu strateji belgesi ile şehrimizin tarihi, kültürel, gastronomik ve termal zenginliklerini SWOT analizleri ile bilimsel bir süzgeçten geçiriyoruz. Hedef kitlemizi doğru tanımlayarak, kime nasıl sesleneceğimizi belirliyoruz. Şehrimize özgü bir Kent Hikâyesi ve Anlatı Çerçevesi -Şehir Manifestosu oluşturarak, Afyonkarahisar’ın iletişim dilini kuruyoruz. Dijital dünyadan sahaya, fuarlardan festivallere uzanan etkin ve bütünleşik bir iletişim süreci yürütüyoruz. Gelin, Afyonkarahisar'ı insanların sadece geçtiği değil geldiği, sadece gördüğü değil kalbinde taşıdığı bir şehir yapalım. Bu duygu ve düşüncelerle hem bir idareci hem de bir akademisyen olarak büyük bir heyecan duyduğum, ortak akılla hazırlanan bu stratejinin şehrimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor; katkılarınız için hepinize teşekkür ediyorum.” dedi.
Afyonkarahisar Bir Destinasyon Olmanın Ötesinde Bir Anlam Evrenine Dönüşmelidir
Vali Yiğitbaşı’nın konuşmasının ardından Ankara Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Keskin, Afyonkarahisar’a dair yaptıkları detaylı çalışmayı ve bu çalışmanın verileri ışığında hazırladıkları tanıtım stratejisini katılımcılar ile paylaştı. Bu çalışmanın Afyonkarahisar'ın tarihsel derinliği, kültürel birikimi ve sosyoekonomik potansiyeliyle harmanlanan bir anlam haritasının üretimini hedeflediğini vurgulayan Prof. Dr. Keskin, “Şehrin kendini konumlandırma biçimini, nasıl görünmek istediğine dair kolektif bir bilinç oluşturmaya başlamaktadır. Kent markalaması, günümüz şehirlerinin küresel rekabet ortamında sürdürülebilir bir varlık gösterilmeleri için artık vazgeçilmez bir stratejik araç olarak kabul edilmektedir. Ancak bu sürecin asıl değeri, bir kenti yalnızca dışa dönük bir görsel kimlik ve yine Sayın Valimizin uyguladığı gibi bir sloganla değil, içsel dinamikleriyle, tarihsel bağlamıyla kültürel dokusuyla birlikte ele alınmasını sağlamaktan geçiyor. Bu bağlamda Afyonkarahisar bir destinasyon olmanın ötesinde bir anlam evrenine dönüşmelidir diye düşündük” dedi.
KAPSAMLI ARAŞTIRMALAR NETİCESİNDE YENİ BİR VİZYON ORTAYA KONULDU
Yaptıkları çalışmanın ortaya çıkış sürecine değinen Prof. Dr. Keskin, “Afyonkarahisar, kadim coğrafyasından yükselen tarihi belleği, gastronomisi, termali, strateji konu ve kültürel çeşitliliğiyle elimizde aslında sunabilecek ve sunabileceğimiz çok güçlü materyaller sunmakta ya da sağlamakta. İlk adım olarak Afyonkarahisar’ın gelecekteki konumlanışını şekillendirecek süreci geçirilmiştir. Sürecin bu aşamasında kentin katmanlarını temsil ettiğine inandığımız paydaşların da katılımıyla bir dizi istişare ve beklenti analizi toplantıları yürüttük. Bu toplantılar yalnızca görüşlerin toplanmasına değil aynı zamanda kentin sahip olduğu değerlerin açıkça ifade edilmesi, yeniden düşürülmesi potansiyel risklerin de ortaya konulması anlamında bizim açımızdan çok değerli veriler sundu. Kentin hafızasını, kimliğini ve geleceğe yönelik eğilimlerini anlamaya yönelik kapsamlı araştırmalar bu söz konusu istişare toplantılarından sonra yürütüldü. Geçmişte üretilmiş raporlar, üretilmiş yine veriler titizlikle ele alandı. Bu sürecin önemli bir parçası da Ankara Üniversitesi'nin kurumsal birikimi ve akademik disipliniyle çalışmasının kampanyaya entegre edilmesi olmuştur. Bu çalışmanın ardında yatan en temel saik, Afyonkarahisar'a dair derinlikli bu vizyonu ortaya koyabilmek ve bu vizyonu kentle bütünleştirecek, sürdürülebilir bir stratejinin temellerini atmaktır. Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Ünivar'ın Ankara Üniversitesi'ne dair geliştirdiği kamu kurumları iş birliğini artırma, bilgi üretimi ve uygulamalı çalışmaları güçlendirme yönündeki misyonun da bu çalışmada bizim açımızda önemli bir destek olduğunu vurgulamak isterim” diye konuştu.
İKİ AŞAMALI BİR KAMPANYA SÜRECİ OLUŞTURULDU
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Keskin yaptığı açıklamaların ardından hazırladıkları yeni yol haritasını anlatan bir sunum yaptı. Kampanyanın iki aşamalı bir yolculuğu anlattığını belirten Prof. Dr. Keskin, “Bir şehri kalpten yaşamak için varış noktamız; akıllarda kalan mı? Cevabımız belli: Akıllarda kalmak. Çünkü bizim için sürdürülebilir bir iletişimin en doğru yolu bu. Herkesin yürüdüğü yollarda değil, kendi yolumuzda fark yaratmak. Farklı rotalardan ilerlemeyi, manzaramızı farklı açılardan seyretmeyi, güncel eğilimleri takip etmeyi, kalplere ve duygulara dokunarak etkisi kalıcı olan adımlar atmayı seçiyoruz. Kampanyamız iki aşamalı bir yolculuğu anlatıyor. Birinci aşamada, Afyonkarahisar’ın bir varış noktası olarak tüm çekim gücünü görünür kılıyoruz: termalden gastronomiye, tarihten doğaya uzanan zenginlikleriyle şehre gelmenin değerini öne çıkarıyoruz. İkinci aşamada ise ziyaretçilere sadece gelmeyi değil, bu şehirde kalmayı, daha uzun bir deneyim yaşamayı ve kentin sunduğu ritme dahil olmayı teklif ediyoruz. Afyonkarahisar’ı yalnızca uğranan bir durak olmaktan çıkarıp kalmaya değer bir şehir olarak konumlandırıyoruz” dedi.
KAL BU ŞEHİRDE
Prof. Dr. Keskin şehre dair plandıkları stratejiyi de şu cümlerle anlattı:
“Varış Noktası Afyonkarahisar. Ana görselimizi uyarladığımız billboardlarımızda tüm şehre sesleniyoruz: Eşsiz mutfağımızın tadına, sağlıklı yaşama hedefimize, sanatın keyfine, Tarihimizin farkına varış noktasındasın. Afyonkarahisar’dan geçecek tüm sürücüler bu yolun kahramanlığa, eşsiz lezzetlere, doğaya ve şifaya çıktığının farkında olmalı. Bize yaklaşan yolcuların karşısına, Varış Noktasına kaç km kaldığını bildiren billboardlarla çıkarak mesajlarımızı ilettik. Kampanyamızın ilk aşaması Afyonkarahisar’a geliş motivasyonunu güçlendirdi. İkinci aşama, Afyonkarahisar’ı konaklamaya değer bir destinasyon yapan unsurları öne çıkaracak. Kal bu şehirde. Öncelikle geçmeye alışmışlara kalma fikrini sunuyor, devamında ise yaşamın burada olduğunu kalp simgemizle anlatıyoruz. Kalbimiz, iletişimin diğer tüm aşamalarına farklı vurgularla hayat verecek ve herkese kal diyecek. Yollar radyolardan yayılan şarkılarla güzel. Kalbe giden en özel yollar da şarkılarda yazılı. O halde neden şarkıları yollarımıza taşımayalım? Geçiş güzergahı boyunca yerleştireceğimiz özel uygulamalı billboardlar için, mesajlarımızı geçmek fiili üzerinden şekillendirdiğimiz bir şarkı teması benimsedik. “Gitme kal” diyen şarkı sözlerini kalp konseptimizle uyumlu şekilde uyarlayarak hem eğlenceli hem kendine güvenli bir ton yakaladık. Marka Olmak ismin söylenmese bile akla ilk gelen olmaktır.”