Ve 15 Temmuz 2016… İşte tam da böyle bir tarihtir.

Karanlığın en yoğun olduğu anda, milletin yüreği ışık oldu o gece.
Tankların, tüfeklerin, uçakların gölgesinde bile umudu büyüttük.
Çünkü biliyorduk: Bizim silahımız inançtı. Bizim kalkanımız birlikti.
Bizim gücümüz, "Bu vatan bizim!" diyen milyonların sesiydi.

15 Temmuz, sadece bir darbe girişiminin önlenmesi değildir.
Bu tarih, bir milletin kaderini kendi elleriyle yeniden yazmasıdır.
O gece sokaklara dökülen her bir insan, demokrasinin sessiz ama dimdik duran neferiydi.

Kimse “Beni bekleyen çocuklarım var” demedi…
Kimse “Korkuyorum” demedi…
O gece, milyonlarca yürek tek ses oldu:
“Ya istiklâl, ya ölüm!”

Yörükzade Ahmet Fevzi Efendi Kütüphanesi Bolvadin’e kazandırılacak!
Yörükzade Ahmet Fevzi Efendi Kütüphanesi Bolvadin’e kazandırılacak!
İçeriği Görüntüle

O akşam köprülerde başlayan o büyük yürüyüş, aslında geçmişten bugüne, bugünden geleceğe uzanan bir direnişin adıdır. Çanakkale’de ne yaşandıysa, Dumlupınar’da hangi ruh varsa, 15 Temmuz’da o ruh bir kez daha ayağa kalktı.

Bugün o geceden tam 9 yıl geçti.
Ama hissettiklerimiz hâlâ taze.
Çünkü biz, o geceyi sadece yaşamadık. O geceyi taşıyoruz.
Gururla, hüzünle, minnetle…

Bu millet, tanklara kafa tutan bir halk olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
Demokrasinin yalnızca bir sistem değil, bir onur meselesi olduğunu ispatladı.

Şimdi bize düşen; bu destanı sadece anmak değil, anlamaktır.
Unutmamak ve unutturmamaktır.
Çünkü millet olmak, geçmişte değil, her gün yeniden var olmakla mümkündür.

Ve bir kez daha haykırıyoruz:
15 Temmuz, bir gecelik değil; bir ömürlük direniştir.
Vatan için, bayrak için, ezan için, demokrasi için…

Şehitlerimize rahmet, gazilerimize minnetle…