Küllerinden doğmak kolay mıdır?
Bir millet umudunu yitirdiğinde, onu yeniden kim ayağa kaldırır?
Bir halk karanlıktan aydınlığa nasıl yürür? Cevap çok nettir. O yürüyüşün adı Cumhuriyet’tir. 29 Ekim 1923’te Atatürk’ün izinde, Artık kendi kaderimizi kendimiz yazarız! dedik. O gün, milletimizin yeniden diriliş günü takvime yazıldı. Cumhuriyetimiz, bir kalemin mürekkebiyle değil, bir kalbin cesaretiyle yazıldı. O kalp, bu toprakların her yerinde hâlâ atıyor. İşte biz o yürüyüşün 102.yılında, hala aynı yürekle, aynı inançla, aynı gururla buradayız. Çünkü yenilmezlikten değil, yeniden doğmayı bilen bir milletten geliyoruz. Her defasında küllerinden doğan, her defasında Vatan sağ olsun! diyebilen o aziz yüreklerden.
Bileğimiz bükülmez ki dünyaya nam salmışız. Bir Türk dünyaya bedel sözünün eseriyiz .Savaşla değil, inançla yoğrulduk.
Birlikten, fedakârlıktan, alın terinden doğduk. Atamızın mirasıyla büyüdük. İstikbal göklerdedir dedi. O günden beri başımızı hep göklere çevirdik. Çünkü göklerde özgürce dalgalanan ay yıldızlı bayrağımız, ulusumuzun kalp atışıdır! Her dalgalanışında bize bu vatanın kolay kazanılmadığını hatırlatır.
Cumhuriyet sadece bir tarih değil hâlâ her sabah içimize doğan bir ışıktır. Gökten inen bir lütuf değil,
yerden yükselen bir inançtır. Her birimizin kalbinde her 29 Ekim’de yeniden kurulur.
Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimi değil, kadının sesi, çocuğun umudu ve yüce Türk milletinin özgür iradesidir. Bir vicdan şeklidir aslında. Kahramanların kanıyla, anaların duasıyla, bir ulusun alın teriyle yazılmış 102 yıllık büyük destanın yıldönümünde, Ay yıldızlı bayrağımız gönderde nice yüzyıllar boyu dalgalansın! Çünkü sadece geçmişi anan bir millet değil, geleceğe de yön veren bir milletiz. Cumhuriyet bizimdir. Onu yaşatmak, her birimizin kalbinde taşıdığı en büyük görevdir. Ona layık olmak da bizim elimizdedir.
Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi ve nice isimsiz kahramanları, sevgiyle, saygıyla, şükran ve minnetle yâd ediyoruz. Ruhları şâd olsun!
Yaşasın Cumhuriyet!
Ne Mutlu Türküm Diyene!





